Suriye’de muhaliflere karşı savaşarak dengeleri değiştiren terör örgütü DEAŞ’ta yönetim kavgası çıktı. Örgütte iç savaş çıkmasına neden olan olay, DEAŞ’ın elebaşı Ebu Bekir el Bağdadi’nin vurulmasıyla başladı. Bağdadi, 2016 Haziran’da DEAŞ askeri kanat sorumlusu Ebu Ali el Anbari’nin öldüğü ABD bombardımanında ağır yaralandı. Bağdadi önce Musul, daha sonra da Rakka’da tedavi gördü.
BACAĞI KESİLDİ KİMSEYLE GÖRÜŞMÜYOR
Terör örgütü, Bağdadi için Suriye ve Irak’ta 10’dan fazla sığınak inşa etti. Zırh delici bombalara karşı koruma tedbirlerinin de alındığı özel sığınaklardan bazıları yer altına inşaa edildi. Bağdadi’nin tüm müdahalelere rağmen yürüyemediği ortaya çıktı. Ayaklarına isabet eden kurşun nedeniyle yürüyemeyen Bağdadi’nin bir ayağının kesilmiş olduğu da iddia ediliyor. Bağdadi’nin, yayınladığı sesli mesajlar dışında görüntü vermeyen ve son 1 yıldır hiç bir fiili görüşme yapmaması da bu iddiaları kuvvetlendiriyor. Bağdati’nin yürüyemiyor olması ve ciddi yaralanması örgüt içinde kavgaları da beraberinde getirdi.
MUHALEFET EDİNCE ÖLDÜRÜLDÜ
İdlip Binniş bölgesinden DEAŞ’ ın 2.5 yıl sözcülüğünü yürüten Ebu Muhammed el Adnani, “Halife yürüyemiyor, bu şartlar altında görevini ifa edemez” diyerek örgüt için muhalefet yürüttü. Geçtiğimiz aylarda kendisini Kureyşi olarak gösteren halifeliğin hakkı olduğunu ilan eden Adnani, örgüt tarafından Suriye’de infaz edildi. Adnani, terör örgütü elebaşısı Bağdadi’yi korumak için kurulan sözde Halife Ordusu’na bağlı özel ekip tarafından Halep’e bağlı El Bab ilçesinde 2016 yılı Ağustos ayında öldürüldü. ABD ve Rus askeri kaynakları Adnani’nin kendi hava unsurları tarafından düzenlenen bombardıman sonucu öldürüldüğü iddiasında bulundu.
İSTİHBARAT SERVİSLERİ YÖNETİYOR
Öte yandan Türkiye’de gerçekleştirilen terör saldırıları uluslararası istihbarat servisleri tarafından yönetiliyor. Ülkemizde gerçekleştirilen eylemlerin zamanı, eylem biçimi, silah, bomba ve cephane temininde uluslararası istihbarat servisleri aktif rol alıyor. Terör örgütü DEAŞ tarafından gerçekleştirilen Atatürk Havalimanı saldırısında kullanılan silah ve bombalar, Mısır ve Belçika istihbarat elemanları tarafından terminal içerisinde örgüt üyelerine teslim edildi. Suriye Muhaberatı da, DEAŞ ve PYD kaynaklı tüm eylemlere aktif olarak destek veriyor.
36 ÜLKEDEN YABANCI SAVAŞÇI VAR
DEAŞ mensubu Kafkas kökenli militanlar ile yabancı istihbarat örgütleri arasında bağlantı daha çok yurtdışına yerleşen ve büyük oranda Avusturya’da yaşayan kişiler üzerinden sağlanıyor. Türkiye’de patlatılan bomba ve saldırı girişimlerine Suriye Muhaberatı da katkı veriyor. PKK-PYD eylemlerinde ABD, Alman ve İngiliz gizli servisleri etkin rol üstleniyor. Türkiye’nin güney sınırı boyunca üslenen PYD ve DEAŞ terör örgütleri içerisinde 36 ülkeden yabancı savaşçı bulunuyor. Irak ve Suriye’de savaşan yabancı terör örgütü mensupları içerisinde başta ABD, İngiliz, Alman ve Fransız olmak üzere bir çok ülke istihbaratı ile irtibatlı militanın bulunduğu biliniyor. ( YENİ ŞAFAK)
Anlayacağınız bu iç savaş filan değil bir Batı Terör Örgütü (BTÖ) konsorsiyumu olan DAEŞ’in ruhunu ele geçirme savaşı. Örgütün başını ele geçirenler vücudunu da ele geçirip istedikleri yere saldırtacaklar. Savaş köpeğini ele geçiren bölgeyi kontrol edeceğini sanıyor. Bunun için BTÖ her yönden Türkiye’ye de saldırıyor. Çünkü Türkiye DAEŞ’e büyük zarar veriyor. Özellikle son dönemde Türk ve Rus uçaklarının DAEŞ’i birlikte bombaladıkları malumunuz.
İşte bir Amerikan dizisinden daha önce yazdığımız çok göz açıcı bir IŞID diyaloğu:
Holywood ve DAEŞ/ISIS
4 Mart 2016 tarihinde ABD Netflix kanalında tamamı gösterime giren “House of Cards” dizisinin 4 sezonunun son bölümünde IŞID’ın nasıl anlatıldığını görelim;
Aşağıda dizinin 4. sezonunun son bölümünde yakalanarak Guantanama’ya gönderilmiş IŞID komutanlarından (tabii ki dizide IŞID yerine başka bir isim kullanılmış) biri ile Amerikan başkanının eşi arasında geçen konuşmanın bir bölümünü tercüme ederek veriyoruz;
IŞID komutanı: Bence sizin istediğiniz beni küçük düşürmek.
First Lady: Güzelce giydirilip yemek teklifi yapıldı. Bu nasıl küçük düşürmek oluyor?
IŞID komutanı: Bir kadının karşısına oturtuldum.
First Lady: Görüntüyü korumaya çalışmanız gerekmez. Siz ve kardeşiniz kökten dinci değilsiniz, Suriye’li de değilsiniz.
IŞID komutanı: Bu bilgileri size CIA’mi veriyor?
First Lady: Siz Iraklısınız. Gerçek adınız Al Awad. 2000 yılında Baas partisine katıldınız. 2001 ve 2001 de Bayındırlık bakanı yardımcısıydınız.
IŞID komutanı: İstediğinizi söyleyin. Kardeşlerim bunu yadsıyacak. Kendinizden başka kimseyi ikna edemeyeceksiniz.
First Lady: Biz Baascıları sürünce siz bürokratlıktan radikalliğe geçtiniz. Ama sen eğitimli birisin Yusuf ve ne İslam ne de Hilafet umurunda değil. Bunu sadece askerleri radikalize etmek için kullanıyorsun.
IŞID komutanı: Tıpkı sizin demokrasi ve özgürlüğü kullandığınız gibi.
First Lady: Yani birbirimizi anlıyoruz.
(…)
IŞID komutanı: ABD hükümeti Halifeliği hiçbir zaman tanımaz.
First Lady: Tabii ki hayır. Ama Baasçıları tekrar hükümete entegre edebiliriz.
IŞID komutanı: Ne hükümeti? Irak’ta hükümet filan yok. Irak diye birşey yok. Bağdat var. Şii, Sünni, Kürt. Suriye’de aynı durumda.
First Lady: Biz sizi kovalamadan önce düzen vardı. Biz teokrasiyi destekleyemeyiz ama orduyu tekrar başa geçirebiliriz.
IŞID komutanı: Silah altına aldığımız onca askeri ne yapacağız? Laik bir hükümeti kabul etmezler.
First Lady: Onları konrtol altında tutun. Gerekirse güç kullanarak.
IŞID komutanı: Silahlarımızı bizim için silah taşıyan adamlara mı doğrultalım?
First Lady: Tekrar gücü ele geçirecekseniz ne farkeder ki?
IŞID komutanı: Eğer niyetiniz buysa niye açıktan bunu söylemediniz?
First Lady: Çünkü bütün bunların kapalı kapılar ardında yapılması gerekiyor. ICO’nun (IŞID’ın dizide ki adı) etkisiz hale getirildiği izleniminin verilmesi gerekiyor.
First Lady: Bize niye güvenmediğinizi anlıyoruz ama alternatif ne? Bu insanlar ölürse topyekün saldırı için bize mazeret çıkmış olacak. (Dizide IŞID’In kaçırdığı ve kafalarını kesmekle tehdit ettiği ABD vatandaşlarına binaen)
IŞID komutanı: Yıllar sürecek ama bizi tamamen bitiremeyeceksiniz.
First Lady: Tamamen değil belki ama önemsiz hale getirecek kadar. Ya da biz sessizce birlikte çalışırız. ICO (IŞID) yavaşça solar gider, siz ve generalleriniz kontrolü ele alırsınız.
Konuyla ilgili eski analizlerimiz: