5. DALGA, KARŞI KOYACAĞIZ

Ömer Kayani

“Galaktik davetsiz misafirlerimizden ilk 10 gün boyunca mesaj alamadık ama isimlerini hemen koymuştuk. Onlara “ötekiler” adını verdik. (…)  Ötekiler, elektromanyetik silahlarla bize saldırdılar ve yeryüzündeki tüm enerjiyi tükettiler. Ne cihazlar, ne elektrik, ne de kullanılacak su kalmıştı. Artık olmasına alıştığımız hiçbir şey hayatımızda yoktu.

Bu “1. Dalga” idi.

O zamanlar bittiğini düşünmüştük.

“2. Dalga” vurana kadar.”

Bu ay ele alacağımız “5. Dalga” (5th Wave) filmi bu şekilde başlıyor.

İnsan görünümlü uzaylılar (ötekiler) dünya üzerinde devasa gemileri ile gezinmekte, insanlara ve yeryüzüne karşı dalga dalga saldırılar düzenlemektedirler.

1. Dalgada elektromanyetik saldırıyla dünyayı karanlığa gömüp tüm altyapıları çökertmişlerdir.

2. Dalgada ise depremler ve seller gibi doğal afetler tetiklenerek şehirler ve insanlar hedef alınmıştır. Özellikle sellerden sonra tüm kıyı şehirleri ve adalar yok olmuştur.

Kahramanımız Cassie liseli bir kızdır ve olaylar başladığında ailesiyle Ohio’da sorunsuz bir hayatı vardır.

3. Dalga saldırı salgın hastalık yayma suretiyle yapılır. Dünyada 300 milyardan fazla kuş vardır ve kişi başına 75 kuş düşmektedir. Konuyu biz seyirciler için anlatan Cassie, doktor olan annesinin sözlerine atıfla kuş gribinin dünyadaki en ölümcül virüslerden biri olduğunu söylemektedir. 3. Dalga’da, “ötekiler” bu kuş gribi virüsünü modifiye ederek onu durdurulamaz hale getirmişler, kuşlar aracılığıyla tüm dünyaya yaymışlardır. İnsanların küçük bir kısmı hastalığa yakalanmamış, küçük bir kısmı ise iyileşmeyi başarabilmiştir ama çoğunluk bu hastalık sonucu ölmüştür. Cassie’nin doktor olan annesi de ölenler arasındadır.

DÜNYAYA İHTİYAÇLARI VAR AMA BİZE YOK

Filmin ana fikri, Cassie’nin “bu işi neden bitirmiyorlar, ne yapmak istiyorlar” sorusuna babasının verdiği cevapta gizlidir.

“Bence asıl soru, neye ihtiyaçları var? Şu ana kadar dünyaya gerekenden daha fazla zarar vermeme konusunda çok dikkatli davrandılar. Bence bu yüzden buradalar Cassie. Dünya’ya ihtiyaçları var ama bize ihtiyaçları yok.”

Tüm olanlardan sonra Cassie, babası ve küçük kardeşiyle birlikte bulundukları yerden ayrılarak daha güvenli bir yer bulma umuduyla yollara düşerler ve insanların toplanıp imece usulü çalıştıkları bir kamp bulurlar. Onlardan bir süre sonra bir Albay yönetimindeki Amerikan ordu birliği de kampa ulaşır ve çocuklardan başlayarak herkesi güvenli bir askeri üsse götürmek üzere aileleriyle anlaşırlar.

Cassie, elektromanyetik saldırı sonrası tüm elektrikli aletler çalışamaz durumda iken askerlerin kamyonlarının ve elektrikli ekipmanlarının çalışabilmesinden şüphelenmiştir.  Cassie ayrılmak istemeyince, devlet organlarına kayıtsız şartsız güvenen babasının cevabı klasiktir.  

“Bu ordu bizim ordumuz, tamam mı? Sorun yok.”

Uzatmayalım, askerlerin başındaki Albay çocuklar kamptan ayrıldıktan sonra yetişkinleri toplar ve 4. Dalga, yani fiziki istila sürecinin başladığını söyler. Albaya göre “ötekiler” insan formuna girebildiğinden, çocukları ile yeniden buluşmadan önce tüm yetişkinlerin taramadan geçirilmeleri gerekmektedir. Olaya itiraz edenler isyan çıkarınca tüm yetişkinler askerler tarafından öldürülür.

Bu katliama gizlice şahit olan Cassie, otobüsle askerler tarafından götürülen kardeşini de kaybetmiştir. Tek başına seyahat ederken bir sniper tarafından vurulur ve kendinden geçer. Uyandığından bir yabancının onu kendi evine getirerek tedavi ettiğini görür ve kardeşini bulabilmek için bu yabancıyla birlik olurlar.

Bu arada otobüslerle askeri birliğe götürülen çocuklar çiplenirler, ailelerini öldüren ve dünyalarına zarar veren düşman “ötekilere” karşı doktrine edilirler.

Çocukları/gençleri çipleyen asker kadın şunları söylemektedir.

“Şu an en önemli şey siz çocuklarsınız. Ötekileri yenmek için sizlerin yardımına ihtiyacımız var. Burası yaz kampı değil ve siz artık askersiniz.”

İnsanların bedenini ele geçirdiği için yok edilmesi gereken “ötekilere” ne yapılması gerektiğini ise şöyle anlatır.

“Ötekiler, insan bedenini bir parazit gibi kaplıyor. Onların vücutlarına ve zihinlerine hükmediyor. İlaç, radyasyon, tedavi işe yaramıyor. Onları yok etmenin tek yolu bedeni öldürmek.”

GENÇLERİ ÇİPLE, KANDIR, SON ÖZGÜR NESLİ AVLASINLAR

Askeri eğitimden geçirilen çocuklar, kendilerine verilen insan kılığına girmiş “ötekileri” yani uzaylıları ayırt etmeyi sağlayacak gözlüklü kasklar ve silahlarla şehirlerin savaş alanlarına bırakılırlar.

Daha da uzatmadan, aksiyon ve savaş sahnelerinin detaylarına girmeden ana fikre gelelim.

İnsanların tutunabildiği son bölgelere Amerikan Ordusu gibi gelip çocukları toplayan ve  silah altına alanlar aslında “ötekilerin” ta kendileri yani uzaylılarmış. Çocuklara “ötekileri ayırt etmeye yarayan teknoloji” diye verdikleri dost/düşman ayırıcı hedef tesbit gözlüğü ise aslında insanları uzaylı gibi göstermekteymiş ve kandırılmış olan çocuklar aslında bilmeden insanları öldürmekteymiş.

Yani bir başka deyişle ailelerinden koparılıp doktrine edilmiş/kandırılmış/çiplenmiş çocuklar, özgürlüğün ne olduğunu bilen “son özgür neslin” yani analarının babalarının peşine öldürmek için düşmüşlerdir.

Ne kadar akıllıca değil mi?

Ne demişti asker kadın çocukları eğitirken?

“İlaç, radyasyon, tedavi işe yaramıyor. Onları yok etmenin tek yolu bedeni öldürmek.”

Yani bir nevi “son özgür nesil bir türlü istediğimiz kıvama gelmiyor, öldürmekten başka çaremiz yok” diyor uzaylılar.

“Çiplediğimiz çocukları kandırıp doktrine etmek ve yeni dünya düzenini kabul ettirmek kolay” demiyor filmde ötekiler/uzaylılar,  onu da sizin anlayışınıza bırakmışlar.

Anlatabildik mi?

Cassie “ötekilerin” stratejilerini günlüğüne şöyle kaydediyor.

“Dünyayı insanlardan nasıl arındırırsın? Öncelikle insanların insanlıklarını yok edersin.”

Tüm dünya halklarını yüzde 50-50 bölüp parçalayan, çatıştıran ve birbirine düşürenlerin stratejilerini uzaylı teması üzerinden film ne kadar güzel anlatıyor, değil mi?

5. DALGA BİZİZ

Kandırıldıklarını, ellerine silah verilip uzaylılar tarafından son insanların peşine öldürmek için gönderildiklerini anlayan çocukların başındaki takım komutanı gencin söylediği şu cümle, derinliğini anlayabilenler için o kadar manidar ki:

“Biz 5. dalgaya (uzaylı istilasına) karşı savaştığımızı zannederken aslında  biz 5. dalgaymışız.”

Bu arada Cassie, kardeşini bulmak için birlikte hareket ettiği diğer gencin uzaylılar tarafından dünyaya yıllar öncesinden gönderilen “uyuyan ajanı” olduğunu öğrenmiştir.

Yollarını ayırmadan önce ikilinin aralarında şu konuşma geçer.

“Benim türüm sevginin boş olduğuna inanıyor. Bir içgüdü, genetik geleceği korumanın tek yolu. Buna inanıyordum ama sonra seni gördüm. Nasıl olduğunu bilmiyorum, anlamıyorum ama beni kendime getiren sendin sanki. Tekrar insan olma isteğimi sağladın. Onlar da yanılıyordu, sevgi yalan değil gerçekmiş. Artık sayende bunu anlıyorum. (…) Orduyu “ötekiler” kontrol ediyorlar. Geride kalan son insanları öldürmek için çocukları hazırlıyorlar.”

Ve, gerçeği öğrendiğini anlayınca uzaylı komutanın çocukların birlik komutanı ile aralarında geçen konuşma.

İnsan: Ne olduğunuzu biliyorum. Beni öldüreceksiniz değil mi?

Uzaylı: Evet.

İnsan : Neden? Bunları hak edecek ne yaptık?

Uzaylı: Hiçbir şey. Sadece bize gerekli olan yeri işgal ediyorsunuz. Biz farklı değiliz.  

            Senin ırkında tam olarak aynısını yapardı.

İnsan: Hayır. Benim ırkım diğer ırkları yok etmezdi.

Uzaylı: Elbette yapardı.Yüzyıllardır yapıyor.

Mesaj verme amaçlı üretilen film ve dizilerdeki uzaylı karakterinin, kendini hiç bir dil/ırk/vatana bağlı hissetmeyen küreselcileri temsil ettiğini düşündüğümüzü daha önce değişik yazılarımızda defalarca belirtmiştik.

Tekrar belirtelim ki konu kafanızda daha iyi otursun.

BUGÜN MARUZ KALDIĞIMIZ DALGALAR

Ülkelerin enerji yokluğu ile mücadele ettiği (1. Dalga), tüm dünyanın giderek artan depremler, seller, savaşlar, kuraklıklar benzeri afetlerle uğraştığı (2. Dalga), kuş gribinin kıtaları aştığı haberlerinin geldiği (3. Dalga),  Dünya Ekonomik forumunun siber saldırı ile tüm altyapıların ciddi zarar görmesi/kesintiye uğramasının an meselesi olduğu tehditlerinin yapıldığı, her hastalık ve güvenlik krizi ertesinin insanları çipleme bahanesi olarak kullanıldığı (4. Dalga) bir dünyada  filmi izlemenizi tavsiye ederek 5. yani “istilaya karşı koyma dalgamızı” oluşturabilmek için kendinizi bireysel olarak hazırlamanızı tavsiye edelim.

Kimsenin kimseyi tanımayacağı kıyamet gibi günlerde Cassie’nin babası gibi “bu bizim ordumuz, bu bizim hükümetimiz” tuzağına düşebilecek dünya halklarının, “tek dünya ordusu ve tek dünya hükümeti” ile yüz yüze gelme ihtimaline ve gerektiğinde “karşı koymaya” hazır olmaları gerektiğini düşünenlerdeniz.