25 Şubat tarihli ‘ABD’nin paniği kuklalarına bulaşır, kuklalar IŞID söylemlerine sarılır…’ başlıklı analizimizi hatırlayalım önce.
Devlet televizyonunda yaptığı konuşmadadarbeci Sisi, ‘Satılmam mümkün olsaydı, kendimi satardım’ dedi.İnternet üzerinden alışveriş sitesi eBay’de bir kullanıcı Sisi’nin ‘satışı’ için bir ilan sayfası açtı. Açık arttırmada teklif edilen fiyatların birkaç saat içinde 100 bin doları aştığı belirtiliyor. Sisi ayrıca mesaj yoluyla Mısırlılardan ülkeye bağışta bulunmalarını istemiş gibi alaya alındı. Diktatör Sisi, konuşmasında Mısır’ın 2030’a kadarki ekonomik kalkınma planını açıklamıştı. Birçok Twitter kullanıcısı Sisi’nin konuşmasıyla dalga geçen yorumlar yaptı. #Ebay etiketi kısa sürede Mısır’da ilk sıralara yerleşti. (…)Sisi hakkında daha fazla bilgi isteyen kişiye cevabında, ilanı veren kullanıcı, ‘daha önce de Körfez kralları tarafından kullanılmıştı’ ibaresini kullandı.Ülkede iç borçlar, yüksek işsizlik ve enflasyonun yanı sıra yakıt sübvansiyonun da ekonomiyi zorladığı belirtiliyor. (…) Mısır’da dış yatırımlarda ve turizm gelirlerinde keskin bir düşüş oldu. Durumu komik bulmayan eBay’in dün öğleden sonra ilanı kaldırdığı belirtiliyor.
Şu anda Mısır kendi 28 Şubat’ını yaşamakta ve hızla Mısır’ın 2001 ekonomik krizine doğru yol almakta. 2001 ekonomik krizleri ülkeyi vurup hayat dayanılmaz bir hal alınca halk denenmişlerden bir şey olmayacağını görecek ve yeni bir partiye/harekete yönelecektir. Korku budur…
Darbeci katil Sisi’ye bir tüyo verelim. Bir mal iki değil beş kerede bile satılabilir ama insanın satışı bir kere olur. O satış gerçekleştikten sonrada dönüşü olmaz. Satılırsa da alıcısı itimat etmez. Onun için kendini satmak yerine yaptığı yanlışlardan dönmek, kısa vadeli günü kurtaracak çıkarlar yerine halkının ve ümmetin uzun vadeli çıkarlarına odaklanması daha mantıklı olacaktır. IŞID vari söylemler, sırtını halkına yaslamamış liderlerin hiçbirine bir fayda sağlamadı. Kaddafi ve Saddam bunun en güncel örnekleri…
25 Şubat tarihli analizimizi böyle bitirmiştik. Gelelim bugüne;
Mısır’da Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek İçin Ulusal İttifak Hareketi, Kızıldeniz’de yer alan Tiran ve Sanafir adalarının Mısır ve Suudi Arabistan yönetimleri arasında geçen cuma günü imzalanan anlaşma sonucunda Suudi Arabistan’a geçmesine tepki gösterdi.
Darbe Karşıtı Ulusal İttifak Hareketi’inden yapılan açıklamada, Mısır’ın, Halayib ve Şelatin’den (Sudan ile Mısır arasındaki tartışmalı bölge) Sanafir’e, Tiran’a ve Sina Yarımadası’na kadar vatanın her bir karış toprağındaki egemenliğine vurgu yapıldı.
‘Ülkenin bu topraklar üzerindeki egemenliğinden ödün verilmesinin kabul edilemeyeceği’ belirtilen açıklamada, ordu başta olmak üzere devlet kurumlarındaki onurlu kişilerin vakit kaybetmeden harekete geçmesi gerektiği kaydedildi.
‘Kızgınlık’ gösterilerine katılın çağrısı
Açıklamada, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, söz konusu adaları ‘bazı anlaşmalar’ karşılığında satmakla suçlanarak, Mısır halkına, kamuoyunda infiale neden olan karara tepki göstermeleri ve sosyal medyada çok sayıda siyasi aktivistin katılacağını duyurduğu 15 Nisan Cuma günü düzenlenecek ‘kızgınlık’ gösterilerine katılmaları çağrısında bulunuldu.
İşte böyle. Yunanistan bile içine düştüğü buhranda adalarını satmazken, ülkelerine olan bağlılıkları yüzünden AB ile görüşmeler yapan bakanları sıkıntıdan kalp krizi geçirirken, Sisi denen darbecinin büyük bir rahatlık ve aymazlıkla ülkeyi satması Mısır halkında şaşkınlık yaratmış. 25 Şubat tarihli analizimizde belirttiğimiz gibi Mısır 28 Şubat sonrası bizim yaşadığımız 2001 ekonomik krizi günlerini yaşıyor. Bu gidişin sonu kötü ve öyle ada satmakla filan düzelmez. Tıpkı 28 Şubat darbecileri ve onların siyasi kuklaları gibi tarihin çöplüğünde yerini yakın bir zamanda alacaktır Sisi’de. Bu arada Mısır’ın o darbe yanlısı %50’lik bölümüne sormak lazım ne hissettiklerini son durum hakkında. Sonra da dönüp şu bizim memlekette oluşturmaya çalıştıkları (ama gerçekte olmayan) %50’ye Mısır’ın başına gelenler ve ülkemizin hangi kritik süreçleri yaşayarak 17-25 Aralık senaryolarından nasıl son anda kurtulduğu münasip bir dille tane tane anlayabilecekleri şekilde anlatılmalı.
Ama tamamen de haksızlık yapmayalım ve Sisi’nin sözünün eri bir insan olduğu gerçeğini de kabul ederek hakkını verelim:
‘Satarım dedi ve sattı…’ Kendisini daha önce sattığı için bu kez ülkesini sattı. Tek tesellimiz bir Müslümana satmış olması. Mısır’ın eski firavunu Enver Sedat gibi ülkesini İsrail’e de satabilirdi…
Şimdi ister misiniz o adalardan birine Türkiye, Suudi Arabistan’la anlaşarak bir askeri üs kursun ve dünyanın en önemli boğaz geçişini kontrol altına alsın. Tıpkı Katar’da kurduğu üs gibi.
Bu durumda geçtiğimiz aylarda çizdiğimiz aşağıdaki haritamızı güncellememiz gerekecektir…