Mükemmel vuruştu (!) Bir de nereyi vuracağınızı bilsek…

ABD öncülüğündeki koalisyonun DAEŞ’e karşı yürüttüğü Doğal Kararlılık Operasyonu Sözcüsü Albay Steve Warren, Türkiye’nin DAEŞ’in sınır ötesindeki sığınaklarını ve mevzilerini vurduğu top ve tank atışlarının çok etkili olduğunu, Türkiye ile koordinasyonu artırmak için çalıştıklarını bildirdi.
”ÇOK ETKİLİ ATIŞLAR YAPILDIĞINI GÖRDÜK”
Warren, Türkiye’nin top ve tank atışları sonucu 200’e yakın DAEŞ mensubunun etkisiz hale getirildiğinin hatırlatılarak, bunun DAEŞ karşıtı operasyonları destekleyip desteklemediğinin sorulması üzerine, ‘Türkiye’nin Menbic cebinde çok etkili top atışları yaptığını gördük. Bu bölgede yaptıkları topçu ateşiyle ilgili koordinasyonumuzu sağlamlaştırmak için Türkiye ile çalışmaya devam ediyoruz’dedi.
”NEREYİ VURACAKLARINI VURMADAN ÖNCE BİLMEK İSTİYORUZ”
Warren, bu atışların DAEŞ karşıtı koalisyonun şemsiyesi altında yapıldığını belirterek,’Ama yine de koordinasyon üzerinde çalışmamız gerek’ diye konuştu. ‘Nasıl bir koordinasyon’ sorusu üzerine ise Warren, ‘Tam olarak nereyi vuracaklarını vurmadan önce bilmek istiyoruz’ yanıtını verdi. (…)
Hep aynı terane. ABD çok memnun ama (!) İşte bu ‘ama’ kelimesinde çok manalar gizli. Eski bir analizimizde kullandığımız bir haberi hatırlatalım;
Türk F-16’ları ABD için nasıl ‘hayalet’ oldu? 17 Ağustos 2015 Pazartesi
Mustafa Kartoğlu, Star Gazetesi
(…)Fox News, Pentagon kaynaklarına dayanarak, ABD askeri yetkililerinin Türkiye’nin Kandil’e hava operasyonlarından ‘endişe ve öfke’ duyduklarını belirtiyor.
Ayrıntıda şunlar var:
Operasyon sadece 10 dakika önce ABD’ye bildirildi. Bir Amerikalı askeri yetkili, “İttifak Hava Operasyonları Merkezi’ne bir Türk subayı geldi ve operasyonun 10 dakika içinde başlayacağını, Irak üzerindeki bütün ittifak uçaklarının derhal Musul’un güneyine inmesi gerektiğini söyledi. Çok öfkelendik. Çünkü ABD özel kuvvetleri, Türklerin bombaladığı yerden uzak olmayan bir bölgede Peşmerge birliklerini eğitiyordu. Türk uçakları hakkında bilgimiz yoktu, haberleşme frekanslarını, hangi yükseklikte uçtuklarını, arama işaretlerini bilmiyorduk, ayrıca onları radarda görmemize yarayan bilgiler de bize verilmemişti. Bir ‘dost ateşi´ altında kalabilirdik” dedi.
Habere göre, aynı Türk subayı, ertesi gün, 25 Temmuz’da ikinci operasyon için bilgilendirmek üzere yeniden Operasyon Merkezi’ne geldiğinde ABD’li subaylar itirazlarını dile getirdi. Ancak Türk subayı da ABD’lilerle tartışmaya girdi. ABD’liler Türk savaş uçaklarının uçuş planlarını istedi, Türk subayı ise “Amerikalı eğitmenlerin bulunduğu yerleri bize verin” dedi. ABD subayları ise ‘nokta yer’ vermek yerine, daha geniş bir alanı kapsayan koordinatlar verdi. ABD’li subay, “Vermeden edemezdik, çünkü adamlarımızdan biri vurulsa Türkler ‘yer bildirmediniz’ diye bizi suçlardı. Bu riske giremezdik” dedi.
***
Özeti;
– Türkiye PKK’ya yönelik operasyonu ABD’ye ‘sadece 10 dakika önce’ haber vermiş ve ’10 dakikaya kadar vuracağız, uçaklarınızı çekin’ demiş.
– Devam eden operasyonlarda da bu bilgileri vermemiş, sadece ‘bölgede adamlarınız varsa yerlerini söyleyin, dikkat edelim’ demiş. Ve bu bilgileri almış; ancak Amerikalılar ‘adamlarının yerleri anlaşılmasın’ diye geniş bir alan vermişler!
– Bölgedeki ABD ve müttefiklerine uçuş, hedef, haberleşme frekansları, radarda görünmeyi sağlayan kimlik bilgilerini vermemiş, ‘hayalet’ olarak bölgeye girmiş.
Özetteki ayrıntı;
1- ABD’lilerin ‘adamları’ Peşmerge’ye eğitim veriyordu, ancak Kandil ve çevresinde yapılan operasyonlardan nedense ‘endişe ve öfke’ duymuşlardı!
2- Türk F-16’larının iletişim ve savaş kodlarını bilmiyorlar, uçakları havadayken göremiyorlardı!
Birinci ayrıntı hakkında daha fazla yorum yapmayalım.
Ancak ikincisi daha önemli.
F-16’lar ABD’li Locheed Martin şirketi tarafından üretiliyor. Şirket aynı zamanda ABD ordusunun ana silah ve savaş uçağı tedarikçisi. F-16’ların montajı uzun süredir Türkiye’de TAI tarafından yapılıyor. Ancak seyrüsefer, dost-düşman tanımlama ve savaş sistemlerine ilişkin yazılımları ABD’den geliyor.
Bir süredir bu yazılımlar üzerinde Aselsan ve Havelsan da çalışıyordu.
Askeri kaynaklar, F-16’larda artık ‘yerli yazılım’ da kullanıldığını doğruladı.
Ne dersiniz;
Bağımlılıktan ‘bir ölçüde’ bile olsa kurtulmak, müttefikler arasında ‘daha medeni’ ve aslında ‘taraflar için daha yararlı’ bir ilişki sağlamıyor mu?
Kısaca ABD ‘koordinasyon’ diyor başka birşey demiyor. Siz bu koordinasyon cümlesini ‘benden habersiz iş yapma, benim planlarımı bozma’  olarak okuyun. Bir de Dışişleri sözcüsü Kirby ne demiş ona bakalım:

Peki ABD elçisi bizim içimizdeki hain akademisyenler için ne demiş;

Her fırsatta bu ülkeye düşmanlık, bu ülkenin düşmanlarına dostluk yapan bir ülke ile Türkiye neyi koordine edecektir. Rusya ile ortak olarak Suriye’yi yokeden, Kuzey Irak’ta PKK/PYD devleti kurmaya çalışan, IŞID’I kurup bütün İslam alemini İngilizlerle birlikte kana bulayan, Türkiye’nin önünü kesecek bir kuşak olsun diye İran’la anlaşan bu ülke ile yapacağımız tek şey, aktif bir savaşa girdiğimiz 1993 yılından beri yaptığımız şeye devam etmektir. Yani hiç durmadan ve nefes almadan onlarla, piyonlarıyla ve karşımıza getirdikleri, içimize soktukları bütün adamlarıyla çarpışmak ve bu coğrafyada ki nefes borularını keserek bu bölgeden atmaktır.