SON GEMİ VE HOMO PACIFICUS

Ömer Kayani

Bir virüsün oluşturduğu “kızıl grip” (red flue) pandemisi dünya nüfusunun %80’ini öldürmüştür.

O sıralarda 4 aylık iletişim yasağı altında kutuplarda araştırma yapan iki virologa eşlik etme görevinde olan Amerikan savaş gemisi “Nathan James” mürettebatı olanlardan habersizdir. Bir Rus savaş gemisi  salgını tedavi edecek aşıyı bulmuş olabileceği umuduyla Amerikan gemisine saldırınca herşey ortaya çıkar. Virologlar gemide kurulan laboratuarda virüsün aşısını bulmaya çalışırken gemi mürettebatı ise aşıyı ele geçirmek isteyen düşmanlarla mücadele etmektedir.

Amerikan yapımı “The Last Ship” (Son Gemi) dizisi 2014 -2018 yılları arasında 5 sezon ve toplam 56 bölüm olarak televizyonlarda gösterildi.

PANDEMİ İLE DAĞILAN DEVLETLER

İlk iki sezona sütunumuzu harcamadan çok kısaca, Amerikan savaş gemisinde pandeminin aşısının bulunduğunu ve türlü kovalamacalar sonrasında Amerika’ya getirilerek dünyanın kalanına dağıtılmaya başlandığını anlatarak geçelim.

Dizinin 3. sezonu daha ilginçtir.

Pandemi yıkımı sonrasında yeni bir dünya kurulmuştur.

Amerikan Başkanı radyodan halka hitap ederken “halka yiyecek alabilmeleri için yeni karneler dağıtıldığını” söyleyerek bunun “Amerikan dolarının yerini almayacağını, yakında bankalarla çalışmaya devam edip bir süre sonra herkesin parasına ve mallarına ulaşabileceği” garantisini vermektedir.

Çin bütün Asya ülkelerine liderlik yaparken söz dinlemeyen ülkelere Amerika’nın dağıtması için kendisine verdiği aşıları vermeyeceğini açıkça belli etmektedir.

Amerikan hükümeti bir yandan Çinlilerle uğraşırken bir yandan da artık toplamda sadece  5 tane olan eyaletlerin yöneticileri merkezi hükümetle siyasi çatışma içindedir.

Bu arada Asya denizlerinde ortaya çıkan korsanların başında bir Japon generalin olduğu ortaya çıkar. Japon general olayların merkezindeki Amerikan savaş gemisi “Nathan James”  personeli tarafından yakalandığında konunun “etkisiz aşı göndererek” Japon halkının büyük bölümünün ölmesine neden olan Amerika’dan intikam alma meselesi olduğu ortaya çıkar.

Olayın iç yüzünü araştırılınca, Çinlilerin Amerikan aşısı Japon limanlarına ulaşmadan hemen önce yaptıkları gizli kimyasal saldırılarla bu aşıların etkisini öldürdüğünü anlarlar.

Amerika ve Çin birbirlerine girmek üzere iken merkezi hükümetten kopmak isteyen eyaletlerin bir araya gelmesi ile yeni ABD başkenti St. Louis’de darbe yapılır. Çin’e karşı bütün askeri operasyonları yapan “Nathan James” savaş gemisi hakkında tüm istihbarat  Amerikan hükümeti içinden Çin’e aktarılmaktadır.

Anlayacağınız ABD eyaletleri merkezi hükümetin dağıtılarak ülkenin 5 eyalete parçalanması konusunda adeta Çinlilerle anlaşmışlardır.  Eyaletler arasında duvarlar örülmeye başlanır.

Uzatmayalım, gerçeğin ortaya çıkmasıyla Nathan James personeli bölgeyi çok iyi bilen Japon generali de mürettebata katarak hem Çinlilerle hem de yeni Amerikan hükümetiyle çatışmaya girerler.

ÇİN DÜNYANIN HAFIZASINI SİLMEYE ÇALIŞIRKEN

Çin devlet başkanı ve adamları ile son yüzleşme Japonya ulusal arşivlerinde olur.

Çin devlete başkanı bizzat buraya gelerek büyük kısmının ölmesine neden olduğu Japonların hafızasını da silmek için ulusal arşivlerini yakmaktadır.

Burada Amerikalılar tarafından durdurulurlar ve Çin devlet başkanı Japon generalin samuray kılıcı vasıtasıyla canından olur.

Çin meselesi halledilmiştir ama Amerika’da darbeciler suni gıda kıtlığı yaratarak halkı merkezi bölgelerde toplamakta, insanlar burada karın tokluğuna üretim yapmak zorunda kalmakta, eyalet başkanları kendi ordularını oluşturmaktadırlar.

Yeni sisteme uymayacak tüm generaller suikastle öldürülürler, Amerikan ordusu dağıtılmaya başlanır.

Halkın yeni sisteme razı ettirilme metodu dizide şöyle anlatılıyor. 

“Bu aslında klasik bir yöntem, Kaptan. Bir hükümeti içeriden çökertmek istediğinde, bunun belli bir usulü vardır.Önce yönetimi fazla sevilmeyen kararlar almasını gerektiren bir konuma sokarsın.

– Karneler ve kapanan bankalar gibi. Sonra birkaç isyan başlatırsın.

Başkanı isyanları bastırmaya zorlarsın ve yapılan şiddeti televizyonlarda yayınlarsın.

Son olarak da bir kriz uydurursun.

– Suikast ya da rehine durumu gibi. Ya da ikisini de.

Bu arada medya yoluyla alternatif bir liderlik modelini tanıtırsın.

– Bölgesel liderler.”

Uzatmayalım, anlatacak bir sezonumuz daha var.

“Nathan James” gemisi personeli darbeci eyaletlerin kukla başkanlık yönetimini devirir ve yeniden merkezi hükümeti tesis ederler.

Gelelim dizinin 4 sezonuna.

Aşilama sonrası “kızıl grip” pandemisi bitmiş ama tüm dünyada yeni bir bela başlamıştır.

KIZIL KÜF

Dünyadaki bütün ekinler “kızıl küf” hastalığı nedeniyle kullanılamaz hale gelmektedir. Bu bitki hastalığının güncel yayılma hızıyla tüm dünyanın bir senelik ekini kalmıştır.

Bu hastalığa dirençli tek şeyin kadim “Afrika yağ palmiyesi tohumu” olduğu ortaya çıkınca küresel tohum bankasından çalınan son kavanoz tohumu ele geçirmek için tüm dünyada bir kovalamaca başlar.

Bu kez “Nathan James” personelinin karşısında Yunan donanması daha doğrusu “Atina şehir devleti” vardır.

Türkiye’nin Ege sahilinde de “İzmir şehir devleti” kurulduğu bilgisinin dizide geçtiği notunu da düşelim.

Daha önce uyguladığı metodlar yüzünden ülkesinden kovulan ve Yunanistan devleti ile işbirliği yapan bilim adamının gizli amacı bu tohumların DNA’sını bir tür uyuşturucu ile karıştırarak elde ettiği ilacı dünyaya yayarak ekinleri iyileştirirken insanların içindeki şiddet dürtüsünü/DNA’sını de yok etmektir.

HOMO PACIFICUS

Kendi deyimiyle “Homo Pacificus” yani “pasifize edilmiş” insanı yaratmaktır. İlaç ekinlere verilince bu ekinleri yemekten başka çaresi kalmayan insanlar serbest iradelerini kaybetmeseler bile onu gerçekleştirememektedirler.

 Bu durum dizide şöyle anlatılıyor.

“ Zihin olduğu gibi kalıyor, değişen ise davranışlar. Kişinin çektiği işkenceyi artıran da bu. Düşünsene, ne istediğini biliyorsun ama ulaşmak için mücadele edemiyorsun.”

Bu sezonu anlatmaya kalksak derginin yarısı yetmeyecek onun için burada kesiyoruz  ama şu kısa notu da kayda geçmiş olalım.

17 Eylül 2017’de yayınlanan 6. bölümde arka planda Amerikan “Wired” dergisinin kapağı gözükmektedir.

Biz derginin manşetini verelim, daha 2017 yılında pandemi anlatan bir diziye bu gerçek dergi kapağını subliminal bir çalışma ile yerleştirenler konusunda komploculuğu size bırakalım.

“Bill Gates dünyayı tamir etmek istiyor.”