3. DÜNYA SAVAŞINA GÖZLERİNİZİ DİKMEDEN

Ömer Kayani

Eğer haberleri bir yerlere not alıyorsanız ya da belleğinizde iyi bir şekilde muhafaza edebiliyorsanız çoğu zaman analiz kendiliğinden ortaya çıkıverir.

Bu yüzden bu hafta bir değişiklik yaparak son haftalarda not aldığımız haberler yoğunluklu bir yazı kaleme almak istedik.

Birinci haberle başlayalım.

3 DÜNYA SAVAŞI ÇIKABİLİR

İngiltere Genel Kurmay Başkanı Nick Carter, yakın bir zamanda geniş çaplı çatışmaların artabileceğini belirterek, “Şu anda dünya endişe içerisinde ve belirsiz bir gidişatta yaşıyoruz. Küresel rekabet oldukça yüksek ve sahip olduğumuz risk oldukça büyük. Bunun yanında her geçen gün artan tansiyon da, yanlış hesaplamalar ve planlar yapmamıza zemin hazırlıyor. Bu durum yeni bir dünya savaşı riskini de artırıyor. Bu risklerin bilincinde olmamız gerek” ifadelerini kullandı.

Carter’ın şu cümlesine özellikle dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Şu anda karşı karşıya kaldığımız en büyük risk, insanların yeni bir savaşa girmenin makul olduğunu düşünmeleridir.” (8 Kasım 2020)

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞININ SİLAHLARI BELİRLENİYOR                                                                  

Çek askeri istihbaratının 2019 raporuna göre, 3. dünya savaşına az bir zaman kaldı. Raporu ele alan analistler, dünya genelinde şu anda yaşanan olayların küresel çatışmanın ilk aşaması olduğuna ve “savaşa aktif olarak katılabilen ve katılmak isteyenlerin dünya görüşü oluşturuluyor ve kontrol edilebilecek teknolojik araçlar yavaş yavaş belirleniyor” ifadeleri kullanıldı. Raporu ele alan analistler, çatışmanın en büyük sebebinin ABD – Rusya ve Çin arasındaki dünyaya hakim olma mücadelesi olduğunu belirtiyor. (11 Kasım 2020)

RUSYA’NIN SARMAT FÜZE SİSTEMİ AKTİF HALE GELİYOR

Rusya’nın Stratejik Füze Kuvveti’nin en yeni Sarmat kıtalararası balistik füzesini 2022 yılında faaliyete geçirmeyi planlandığı ifade edildi (…) Füze sisteminin denemelerinin 2021 yılında tamamlanması ve 2027 yılına kadar yirmi adet füze alayının RS-28 ile yeniden silahlandırılması hedefleniyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz yıllarda Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, aralarında Avangard ve Sarmat füze sistemlerinin de bulunduğu pek çok yeni silahı “yenilmez” olarak nitelendirmişti.  (22 Aralık 2020)

JAPONYA’DAN REKOR SAVUNMA BÜTÇESİ

Japonya, tarihinde bir rekor niteliğinde olan yeni savunma bütçesini açıkladı. Ülkede geçtiğimiz aylarda göreve başlayan Başbakan Yoşihide Suga hükümeti, savunma bütçesini 5.34 trilyon yene (51.7 milyar dolar) çıkardı. Bütçe planı içerisinde avcı uçaklarının ve gemisavar füzelerin finansmanı da bulunuyor. (…)  Bütçenin yanı sıra, Japonya’nın yeni bir savaş uçağı üretilmesi için yapılacak projeye de toplamda 40 milyar dolar aktaracağı ifade ediliyor. (…) ABD’nin son yıllarda Çin ile girdiği rekabet paralelinde Japonya’nın da bölgedeki askeri etkinliğini artırmayı sürdüreceği yorumları yapılıyor. (21 Aralık 2020)

Sütunumuzu idareli kullanmak için zaten her gün karşınıza çıkan Amerika ve Çin ile ilgili haberleri eklemiyoruz.

Şimdi bu birbirinden güzel haberlere geçtiğimiz haftalarda imzalanan 15 ülke ve 2.1 milyar insanın kapsayan ve dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olarak bilinen “Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık” (RCEP) anlaşmasını ve karşı kıyısında yer alan ama 2017 yılında Trump’ın ülkesini çektiği “Trans Pasifik Ticaret Anlaşması” (TTP) ‘yi ekleyin.

RCEP anlaşması ile Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini arttıracağı öngörülürken, ABD ve Avrupalı şirketleri serbest ticaret bölgesinin dışında bırakarak dezavantajlı konuma getireceği konusunu aklınızda tutun.

Sonra bu haritayı Asya tarafından büyütüp Avrupa’ya kadar genişleterek  beyninizdeki Allah vergisi Photoshop programı ile Çin’in “Kuşak – Yol” projesini ekleyin.

Sonra hazır beyninizde ki Photoshop programı açıkken dünyada Rus S300 ve S400 silahlarını kullanan ülkelerin haritasını da bu iki haritanın üzerine ekleyin ve Türkiye’den sonra S400 almak için sıraya girecek diğer ülkeleri de düşünün.

Bu haritanın orta yerinde kıpkırmızı duran Türkiye’ye Amerika’nın niye F-35 savaş uçağı vermek istemediğini ve Rus S400 füzelerinin kurulumuna karşı niye ambargo ile tehdit ettiğini, imparatorluğu çatırdamakta olan bir ülkenin zaviyesinden bakın.

Sonra Kuşak-Yol haritasında Azerbaycan ve Türkiye’nin kesiştiği daha doğrusu kesişmeye çalıştığı yolu bulun ve Karabağ’da yaşanan savaşın nedenini, Azerbaycan ve Türkiye arasında karadan kurulacak olan yeni  koridoru  bu harita bağlamında anlamlandırmaya çalışın.

Sonra dönün, “Türkiye ile Akdeniz’de yaşadığımız anlaşmazlığı, Türkiye – AB anlaşmazlığına çevirmeyi başardık” diyerek AB zirvesinde Türkiye’ye ambargo konulması hayalleri kuran Yunanistan ve abisi Fransa ikilisine Almanya’nın yaptığı “ambargo koymak olmaz” sürprizi hatırlayın.

Sonra Almanya’nın Rusya ile yaptığı doğalgaz boru hatlarının Amerika’nın tüm tehditlerine ve ambargolarına rağmen devam etmesini ekleyin.

Türkiye’den kalkan ticari yük treninin Çin’e giderken Türkiye’de kopardığı gürültüyü düşünün.

Geçen hafta İngiltere’nin Brexit’i tamamlamaya çalışırken Fransa ile sınırında yaşadıklarını, “mutasyona uğramış Kovid virüsü yüzünden” tüm dünyanın bir anda sınırlarını nasıl suratına kapatığını ve aynı İngiltere’nin geçtiğimiz aylarda Türkiye’de ortak eğitime gönderdiği savaş uçaklarını düşünün.

“Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmak ile tehdit edilmesi gerektiği” gibi  dünya çapında ahmakça fantaziler geliştirenlere şöyle fantazi bir soruyu da siz sorun:

“Türkiye NATO’dan çıktığı gün Rusya Baltık ülkelerine, Çin’de Tayvan’a saldırırsa NATO ne yapar?”

Ne Baltık ne de Asya’da çıkacak bir savaşın Amerika ve NATO için sonucunun, NeoCon’ların romancısı Tom Clancy’nin “Tehdit Vektörü” (Threat Vector) ve “Başkomutan” (Commander in Chief) kitaplarındaki gibi mutlu bir sonla bitmeyeceğini size garanti edebiliriz.

Son olarak gölge CIA lakaplı Stratfor’un kurucusu Amerikalı George Friedman’ın “Küresel bir savaşın olmadığı bir yüzyıl geçmemiştir” veRus Marksist teorisyen Lev Troçki’nin Siz savaşla ilgilenmeyebilirsiniz ama savaş sizinle ilgileniyor sözlerini birleştirip Friedrich Nietzsche ile tamamlayalım.

 “Uçuruma uzun süre gözlerini dikersen o da senin içini görür.”

Uçuruma çok uzun süre gözlerimizi dikmeyelim ama uçurumunda bir adım mesafede olduğunu aklımızın bir köşesinde her daim tutarak aklı selimle ve sakince hareket edelim.