Bangladeş’te dini ibadet yeri Aşram’da çalışan Hindu bir işçinin dün ölü bulunması üzerine başlatılan operasyonda bir gecede 900 kişi gözaltına alındı.AKM polis müfettişi General Shahidul Hoque, Xinhua haber ajansına verdiği demeçte operasyonun hükümet karşıtlarının tüm bağlantılarını çözmeye yönelik bir operasyon gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bölgedeki siyasi analistler, ölü bulunan Hindu bir işçi için bir gecede 900 kişinin gözaltına alınmasını, cinayet zanlısını aramaktan çok, siyasi bir yıldırma politikası olarak niteliyor
Başkent Dakka”nın 216 kilometre batısındaki Pabna ilçesinde bulunan bir Aşram’da cuma günü bir Hindu’nun cesedi bulundu. İlçe Emniyet Müdürü Alamgir Kabir henüz olayla ilgili suçluyu bulamadıklarını, operasyonun bir hafta daha süreceğini açıkladı.Yüzde 80’ninin Müslüman olduğu ülkede provakatif amaçlı yapılan saldırı bahane edilerek, ölü bulunan bir kişi için, bir gecede 900 kişinin gözaltına alınması, kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Bangladeş’te İslamcılar, liderlerini idam etme ve uzun süreli hapis ya da işkence gibi sindirme politikalarıyla karşı karşıya.
PAKİSTAN’DAN AYRILDI, HİNDİSTAN’IN KONTROLÜNDE BİR DEVLET
Hindistan’dan 1947 yılında ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Pakistan’ın doğusu ile batısı arasında 1971’de başlayan iç savaş, bağımsız Bangladeş devletinin kurulmasıyla son bulmuştu. Pakistan, ülkenin doğusundaki halkın bir bölümünün bağımsızlık talep etmesi üzerine bölgeye çok sayıda asker göndermişti. İç savaş sırasında Doğu Pakistan’dan yaklaşık 10 milyon sivilin evlerini terk ederek Hindistan’a göç etmesi üzerine Hindistan hükümeti, Aralık 1971’de bugünkü Bangladeş olarak bilinen Doğu Pakistan’ı işgal etmişti. Pakistan askerlerinin Dakka’da Hindistan güvenlik güçlerine teslim olmasının ardından 16 Aralık 1971’de Doğu Pakistan yeni adıyla Bangladeş olarak bağımsızlığını ilan etmişti. Yaklaşık 9 ay süren bağımsızlık savaşı sırasında 3 milyondan fazla kişi hayatını kaybetmiş, milyonlarcası yaralanmıştı.
Konuyla alakalı 22 Kasım tarihli ‘Biz başka tarafa bakarken Bangladeş’in kudurmuş laikleri…’ başlıklı analizimiiz tekrar hatırlatalım:
Bangladeş’te Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid, bugün tutuklu bulunduğu cezaevinde idam edildi…
Bangladeş’te Şeyh Hasina’nın yönetiminde seküler yönetimin Müslümanlara yönelik sindirme politikası devam ediyor. Bangladeş mahkemelerininkırk yılı aşkın süre önce yaşanan olayları gerekçe göstererekbaşlattığı davalar neticesinde idama mahkum edilen bir Cemaat-i İslami daha idam edildi.
Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid, hakkında verilen idam kararının onanmasının ardından bugün Bangladeş’te tutuklu bulunduğu cezaevinde asılarak katledildi. Cemaat-i İslami üyeleri tarafından protesto edilen ve siyasi olduğu belirtilen idam kararlarına uluslararası toplumun herhangi bir tepkisi söz konusu değil.Hindistan yönetimiyle yakın ilişkiler geliştiren ve İslami Hareketlere yönelik ciddi bir baskı politikası izleyen Şeyh Hasina yönetimi binlerce Cemaat-i İslami yöneticisini hapiste tutuyor.
İngilizler Hindistan’dan çekilirken ülkenin dini dağılımına göre parçalanmasını öngören bir plan yapmışlardı. Müslümanlar arasında özellikle seküler olanlar ve Batı yanlıları başta olmak üzere aydınlar bu fikri destekleyerek Hindistan’dan ayrılarak bağımsız devlet olmaları fikrini savunuyordu.
Güneydoğu Asya’daki İslami hareketlerin fikir babası sayılan Mevdudi başta olmak üzere Mevlana Ebul Kelam Azad gibi bir çok Müslüman alim ve aydın ise büyük insani felaketle neticelenecek parçalanmaya karşı çıkıyor, etkili dev bir azınlık olarak Hindistan’da kalmanın gelecek için daha olumlu olacağını savunuyordu. Sonuçta büyük plan gerçekleşti ve Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgelerin esas alındığı Doğu ve Batı Pakistan olmak üzere bir devlet ortaya çıktı.Londra’da yaşayan bir avukat,Cinnah da devletin kurucu babasıydı. Ne var ki, çok dilli ve etnisiteli bu yeni ulus-devlet muhtevadaki seküler ruha rağmen zorunlu olarak dini temele dayalı bir retoriğe yaslandı.
Bu süreçte ‘modern İslamcılığın’ önemli fikir babalarından ve Cemaat-i İslami’nin kurucusu Mevdudi de yeni rejim için önemli bir tehlike olarak görülecekti. Devletin dini söylemine karşın İslamcı bir hareket, ancak vatan hainliği ile mahkum edilebilirdi. Kuruluş aşamasındaki tercihine rağmen Pakistan’ın geleceği için çalışan Mevdudi ve hareketini marjinalize eden bu itham, resmi söylemin bir silahı olarak gerektiğinde kullanılacaktır.
1971 yılına gelindiğinde Doğu Pakistan’da ayrılıkçı temayüller iyice yükselmiş, Pakistan’ın içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık ve askeri cunta Doğu Pakistan’daki ayrılıkçı dalgayı daha da körükleşmiştir. Mücibur Rahman’ın başı çektiği ayrılıkçı hareket sonuçta iç savaşa dönüşmüş, Hindistan’ın askeri müdahalesi ile Pakistan-Hindistan orduları savaşa tutuşacaktır. Bu süreçte Pakistan’ın yeniden bölünmesinin büyük felaket doğuracağını savunan Cemaat-i İslami’ye şu anda yapılan suçlamanın aslı; Hindistan işgal güçleri ile işbirliğini reddetmek ve ülkenin bölünmesine karşı çıkmaktır.
Bangladeş Cemaat-i İslami lideri Prof. Dr. Gulam Azam savaşın Doğu Pakistan’ın sorunları için çözüm olamayacağına, Müslüman dünyasının bir kez daha bölünmesinin doğuracağı felaketlere açıkça dikkat çekecektir.Hindistan’ın desteği ile bağımsızlık kazanmasının Bangladeş’i Hindistan’ın kontrolüne sokacağını belirterek sonuna kadar ‘Birleşik Pakistan’ fikrini savunacaktır. Bu arada atlanan bir gerçek; aynı hareketin, Pakistan ordusunun Bangladeş halkına uyguladığı şiddete tepki göstererek saldırıların durması için, General Tikka Han dahil olmak üzere, Pakistan Ordusu’na çağrıda bulunmasıdır.
Ne bağımsızlık sonrası kurulan savaş suçluları mahkemesinde ne de daha sonraları, Cemaat hakkında bir dava açılmayacaktı. Ancak siyasal olarak hareketin, tıpkı kurucusu gibi, resmi ideoloji ile farklı bir yerde durduğu kesin. Son birkaç yılda savaş suçları mahkemesi çalışmaya başladığından beri nasıl bir linç kampanyasının yürütüldüğüne dair şu rakam yeterince fikir verebilir: 16 binden fazla Cemaat üyesi tutuklanmış, işkence görmüş ve cinayetle suçlanmıştır!
Bangladeş kurucularının seküler, sosyalist ve milliyetçi görüşleriyle uzlaşmayan Cemaat’in, bugünlerde İslamcılığın yeniden terörle eşleştirildiği bir ortamda, kolay bir şekilde siyaseten devre dışı bırakılma yöntemi cinayet suçlaması olabilirdi…
Sonuçta önceki gün idam edilen Molla’nın o dönemde öğrenci olması bir yana, fiilen bir cinayet işleyip işlemediği meselesi, yargılamanın şekli ve siyasi yapısı nedeniyle hayli su götürür. Ancak benim bildiğim bir şey; Cemaat’in genel yapısının silahlı bir eylem yapmaya hiç de müsait olmadığı, toplumun geneline göre daha elitist ve entelektüel karakteri nedeniyle istese bile o dönemde böylesi bir tezgaha alet olma istidadından yoksun olduğudur.
Şu da bir gerçek ki; o dönemin Pakistan yönetimi, Cemaat-i İslami gibi bütünleşmeden yana İslami yapıları, en azından söylem ve propaganda amaçlı olarak, kullanmak istemiştir. Vatan hainliği suçlamasıyla siyaseten mahkum edilen Cemaate, rejimin vatanın bölünmemesi için can simidi gibi sarılması da sistemin ayrı bir çelişkisi.
Her şeyi herkesten çok iyi bilen, birkaç ajans haberi ile hoşlanmadığı Müslümanlar kesimler hakkında kolayca hüküm verme alışkanlığında olan Türkiye’deki uzmanların ayrıntıları anlayacak nitelikleri olduklarını sanmıyorum.
İki kez parçalanan Hint Müslümanlarının hep parçalanmamaktan yana tavır koyan ve bu nedenle de vatan hainliğiyle suçlanan ‘Jamaat’in karşı karşıya kaldığı durum da siyasetin garip çelişkisi…
ŞİMDİ ANLADIK MI ACABA TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSUNDA ASLINDA NE OLDUĞUNU? 1980 DARBESİ SONRASI GÜNEYDOĞU’DA BATININ PLANLARINA YAĞ SÜRERCESİNE BİR KISIM DARBECİ ASKERİN YAPTIKLARI SONUCUNDA PKK’NIN DOĞURULUŞU İLE DARBECİ PAKİSTAN ASKERİNİN DOĞU PAKİSTAN’DA YAPTIKLARI SONRASINDA BU BÖLGENİN PAKİSTAN’DAN AYRILARAK BANGLADEŞ DEVLETİNİN KURULMASI ARASINDAKİ BENZERLİĞİ FARKETTİK Mİ? BÖLGEDEKİ MÜSLÜMANLARIN BUNA KARŞI ÇIKMASI RAĞMEN LAİK BANGLADEŞ’İN NASIL KURULDUĞUNU KAVRADIK MI? TIPKI BUGÜN TÜRKİYE’DE MÜSLÜMAN TÜRK/KÜRT HALKLARININ AYRILMAYA KARŞI ÇIKARKEN BİR AVUÇ DİNSİZ SEKÜLER TÜRK VE KÜRT (?) GÜRUHUN KENDİ BANGLADEŞ’LERİNİ YARATMA ÇABASINI.
İŞTE TIPKI SEFALET İÇİNDE Kİ BANGLADEŞ DEVLETİNİN HALKINA BAHŞETTİĞİ FAKİRLİK GİBİ İKTİDARLARI BOYUNCA TÜRK İNSANINA ACI, SEFALET, ÇATIŞMA VE YOKSULLUK DIŞINDA BİRŞEY VERMEMİŞ CHP/SHP/DSP VE BİLÜMUM BATI PARAZİTİNİN ÜLKEDE İKTİDARI ELE GEÇİREBİLSE NELER YAPACAKLARINI BANGLADEŞ ÖRNEĞİNDE GÖREBİLİYOR MUYUZ? BU ÜLKEDE TÜRK VE KÜRT MÜSLÜMANLARI BARIŞ OLSUN DİYE ÇIRPINIRKEN ÜLKENİN DİNSİZ LAİKLERİNİN TIPKI PAKİSTAN/BANGLADEŞ ÖRNEĞİNDE OLDUĞU GİBİ BU TOPRAKLARDAN İKİ DEVLET ÇIKARMAK İÇİN UĞRAŞMALARININ ANLAMINI KAVRAYABİLİYOR MUYUZ? HAYATLARI BOYUNCA BU TOPRAKLARDA TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMAMIŞ , BATININ MAŞASI OLAN LAİKLİK ENSTRÜMANINI BİR İDEOLOJİ GİBİ BİZE YUTTURMAYA ÇALIŞMIŞ CHP ZİHNİYETİNİN RUH İKİZLERİ BUGÜN BANGLADEŞ’TE İKTİDARDA VE YAPTIKLARINI GÖRÜYORSUNUZ. BURADA Kİ RUH İKİZLERİ DE BATI İLE ANLAŞIP HER YOLU DENEYEREK GÜCÜ ELE GEÇİREBİLECEKLERİ VE YENİ İSTİKLAL MAHKEMELERİ KURABİLECEKLERİ GÜNÜ BEKLİYORLAR. SON SEÇİMLERDE DİREKTEN DÖNDÜĞÜMÜZ TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
MISIR’DA ASKERİ DARBE REJİMİNİN MÜSLÜMAN KARDEŞLER MENSUPLARINA, BANGLADEŞ’TE REJİMİN CEMAATİ İSLAMİ MENSUPLARINA YAPTIKLARI İDAMLAR VE İŞKENCELERLE ONLARI KIŞKIRTIP NASIL YERALTINA İTMEYE, ELLERİNE SİLAH ALDIRTIP ONLARI IŞID’LAŞTIRMAYA ÇALIŞTIĞINI ÇOK İYİ İDRAK ETMELİYİZ. BATILI EFENDİLERİNİN İSLAM COĞRAFYASINA YERLEŞTİRDİĞİ PARAZİTLER ARTIK HER YERDE DEŞİFRE OLMAKTA, BU NEDENLE DAHA DA AZGINLAŞMAKTADIRLAR. BU PARAZİTLERİ İSLAM COĞRAFYASINDAN ATACAK ANTİBİYOTİK İSE BU TOPRAKLARDA BULUNDUĞU İÇİN SIRTLAN SÜRÜLERİ GİBİ DONANMALARIYLA, UÇAKLARIYLA BURAYA DOLUŞUYORLAR. HOŞGELDİNİZ DİYORUZ AMA HOŞ DÖNEBİLECEĞİNİZİN GARANTİSİNİ VEREMİYORUZ.