Anglo-Sakson Avustralya denizaltıya aşermiş…

Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull, Kraliyet Donanması için inşa edilecek 12 denizaltı için açılan 50 milyar dolar değerindeki ihaleyi Fransa’nın kazandığını açıkladı.Avustralya Başbakan Malcolm Turnbull, denizaltıların inşa edileceği Güney Avustralya eyaletinin başkenti Adelaide’de düzenlediği basın toplantısında Almanya, Fransa ve Japonya’nın başvuruda bulunduğu ihaleyi Fransız şirketi DCNS’nin aldığını belirtti.(…)
JAPONYA AÇIKLAMASI
Eski Başbakan Tony Abbott, denizaltı ihalesinin Fransızlara verilmesini Avustralya ve Japonya arasındaki yakın ilişkiler açısından ”hayal kırıklığı” olarak niteledi. Abbott, buna rağmen ilişkilerin bunu atlatabileceğini söyledi.Başbakan Turnbull ise ihale sonucunun Japonya-Avustralya ilişkilerini etkilemeyeceğini belirterek, Japonya ile ”özel stratejik ortaklıkta” kararlı olduklarını vurguladı.
Avustralya’nın 15 Şubat 2015’te açtığı ihaleye Japonya, Almanya ve Fransa başvuruda bulunmuştu.
Avustralya ile Japonya arasındaki yakın ilişkilerden dolayı ihaleyi bu ülkenin alacağı beklentileri öne çıkmıştı. İhaleyi Fransızlara kaptıran Japonya’nın Avustralya’ya karşı nasıl bir tutum alacağı ilerleyen günlerde belli olacak.
Sıradan bir haber gibi gözükebilir gözünüze ama değil. Eski haberleri hatırlatalım;

Turnbull, ABD ve Avustralya’nın ‘yakın güvenlik ilişkisinin sır olmadığını’ belirterek, konuyla ilgili daha fazla açıklama yapmaktan kaçındı. Avustralya Başbakanı, Çin’in böyle bir gelişmeyi nasıl karşılayacağı sorusuna ise ‘Başka ülkelerin bu konuda ne söyleyeceği hakkında yorum yapmayacağım’ cevabını verdi.

(…) Sonuç; Çaresiz Avustralya..
Avustralya’nın dış politikası, ulusal güvenliği koruyup geliştirmek ve üretken ve ticari ilişkiler için mümkün olan en uygun ortamı sağlamak üzerine yoğunlaşmıştır. Avustralya’nın en yakın müttefiki ile en önemli ticaret ortağının farklı ülkeler olması ve bu ülkelerin de stratejik bir rekabet içinde bulunması, Avustralya’yı bir gün ABD ve Çin arasında seçim yapmak durumunda bırakabilir[28].      Önceki Avustralya Başbakanı Malcolm Fraser yeni çıkan kitabında şöyle demektedir[29]; “Büyük güçlerle elinizde olmaksızın yaptığınız işbirliği ile bir iyi niyet bankası kurmuyorsunuz”. Avustralya’nın stratejik bağımlılık politikasını bırakarak “tam bağımsızlığa” dönmesini isteyen22. Başbakan Fraser; “Biz savunmamız için ABD’ye ihtiyaç duyuyoruz ama asıl ABD yüzünden savunmaya ihtiyaç duyuyoruz” itirafında bulunmaktadır.2013 seçimleri hemen öncesinde Abbott basına “Asyalı ilk başbakan olacağım” açıklamasını yapmıştı[30]. Bunun sonrasında söylediği sözler de dikkat çekici;”Bizim çıkarlarımızı ilgilendiren kararlar Jakarta, Tokyo ve Seul’de alınıyor, tıpkı o kararların da aslında Washington’da alındığı gibi.”Abbott, seçim konuşmalarında Japonya, Güney Kore ve Çin ile ticari ilişkileri en çok geliştiren başbakan olmaya söz vermişti ve bunu geçenlerde bu ülkelere yaptığı gezi ile hayata geçirme niyetini gösterdi. Bu geziler ile, ABD’nin kurduğu düzenin devamını istemekteki önceliğini göstermekle beraber Çin’in bu düzenin karşısındaki konumunu tanıdığını da ortaya koydu. Gelecekte ABD’nin kurduğu düzenin istikrarlı bir şekilde devam etmesi ve Japonya’nın bölgesel bir güç olarak rolünün artması halinde Avustralya bu ülke ile öncelikli ilişkileri yörüngesinde düzenin ülkesi olmaya devam edecektir. Ancak, durum istikrarlı gitmezse Abbott’ın niyeti çıkarlarını en iyi sağlayacak gemiye bindirmektir[31].Görüldüğü gibi Avustralya çok güvenli bir yerde gözükse bile oldukça riskli bir konumdadır. ABD ile dost olmak, onun askeri yüklerini paylaşmak hatta bu işleri en çok ticaret yaptığı ülke olan Çin aleyhine de olsa sürdürmek zorundadır. Sonuç olarak, Avustralya örneği bize şunu öğretmektedir; bir ülkenin zengin ve diğerlerinden oldukça uzak olması güven içinde olduğu anlamına gelmemektedir.
Yukarıdaki güzel analiz eşliğinde Avustralya’nın niye birdenbire 12 denizaltı alma ihtiyacı duyduğu daha iyi anlaşılabilir. Batı savaş stratejisinin temeli olan çevreleme politikasının Çin üzerinde nasıl uygulanmaya çalışıldığına haritada bakalım.

II. Dünya savaşı öncesinde benzer bir taktiği Japonya’ya karşı uygulayarak bu ülkeye ABD’ye saldırmaktan başka çıkar yol bırakmayan Amerika simdi benzer bir taktiği Çin üzerinde uygulamaya çalışmaktadır. Avustralya eğer bu oyuna girecekse  benzer seramonileri önümüzdeki kuşaklarda da devam ettirmek zorunda kalacaklar demektir.