Eskiden genç subaylar rahatsızdı, şimdi ABD rahatsız…

İstenilen reformlar, önce laf kalabalığına getirilir, ‘ülkenin çağdaşlaşma yolunda ilerlemesi, laikliğin aydınlığından ayrılmaması, irticayla mücadele’ gibi beylik suçlamaların arasında, asıl istenen ne ise bir paket halinde araya yerleştirilip, iletilirdi. Şimdi durum iyice değişmiş ki, ABD bunu iletecek ‘rahatsız genç subaylar’ veya ‘bin yıl sürecek Batı Çalışma Kulübü’ mensubu bulmakta sıkıntı çektiği için olmalı, doğrudan eski veya mevcut istasyon şefleri üzerinden iletmek durumunda kalmaktadır.
İstasyon şefleri ne istiyor?
Ne mi söylüyorlar? Söylediklerinin analitik değeri yok, artık neredeyse ezberlenmiş olan, aslında Türkiye’nin egemenlerinin eskiden bu yana söylediklerinin tekrarı… Bu tür suçlamaların, eski iki istasyon şefi olan Morton Abramowitz ve Eric Edelman tarafından yazılanların, yeni bir şey söyleniyormuş gibi ele alınmasını gerektirecek bir şey yok. “İçerik olarak önemsiz olan bu yazının altı çizilmesi gerekli olan tarafları var sadece.Bunlardan birincisi, ABD’nin derin katlarının artık o eski Türkiye’yi kaybetmiş olmaktan duydukları huzursuzluk ve öfke halidir. İkincisi, uzun zamandan bu tarafa Türkiye medyasında kendisini ‘sol’ diye takdim eden kısım dâhil, resmi suçlama şeklinde koro olarak seslendirdikleri saldırı dilinin aslında kime ait olduğudur. Bir anlamda ‘sahibinin sesi’ olma durumu denilen şey bu olmalı.”Bütün bunların nedenini anlamak için, ABD başta olmak üzere Batı sisteminin Türkiye’ye bakışıyla Ortadoğu politikaları arasında çelişkileri görmek gerekir. Batı sistemi ‘global süreci’ dünya üzerindeki hakimiyetini yeniden üretme imkanı olarak yönetmede sorun yaşamaktadır ve bunun en fazla açığa çıktığı yerlerden biri de Ortadoğu’dur.Genel olarak Doğu’nun yükseliş eğiliminin giderek hızlanması karşısında, Batı sisteminin hakimiyet alanında yaşadığı ekonomik kayıpları dengeleyebilecek politik alan hakimiyetini de yitirmesi ‘Batı sistemi’ açısından geri dönülmez kayıplar yaratabilir ki, bölge hâlâ dünyanın sadece en önemli enerji kaynaklarını barındırmakla kalmayıp, en önemli stratejik rekabet alanı durumundadır. Ortadoğu’nun Batı sisteminin kontrolünden çıkması, uzun vadede, başlı başına Doğu’nun yükseliş sürecinde yeni bir ivme yakalaması ihtimalini güçlendirecektir.
Bağımsızlık nedir?
ABD Ortadoğu’daki değişim imkanlarına, bölge halklarının yüz yıl sonra ortaya koyduğu özgürlük taleplerine cevap verecek bir politika oluşumuna gitmeyerek, karşı tavır alınca, kaçınılmaz olarak ilk sarsıntıyı yaşamak durumunda kalmıştır.”Ortadoğu’nun eski statükosunu korumanın imkânsızlığını görünce, bölgeyi yeniden parçalayarak, oluşturulması düşünülen yeni haritanın çiziminde ‘etnik’ ve ‘dinsel-mezhepsel’ parametrelere yönelmesi, bu yönde bir politik tercih yapması ise başka sorunların ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Etnik terör, mezhepsel terör, bölgesel istikrarsızlıklar, göç ve insanlık dramı…”Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı sisteminin yaklaşık bir asırdır dışarıdan müdahale ettiği yolları bir bir kapatan siyasal reformları, Türkiye’yi demokratikleştiren yapısal dönüşümü gerçekleştirdiği için ‘Batılı istasyon şeflerinin’ istemediği adam olmuştur. Çünkü Türkiye’nin çıkarlarına rağmen dışarının taleplerini yerine getirmeye hazır olan unsurların devri kapanmıştır. Türkiye’nin bağımsızlığı ne demektir hâlâ anlamayan var mı?

ABD’nin eski Türkiye Büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman’ın Washington Post’a yazdığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı istifaya çağırdığı yazıya, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan tepki geldi.

Kalın, Abramowitz ve Edelman’aTwitter hesabından “Kendini sömürge efendisi zanneden iki eski ABD büyükelçisi ‘Erdoğan istifa etsin’ yazmış. Türkiye’ye talimat verdiğiniz günler geçti beyler” sözleriyle yanıt verdi.

Strateji kuruluşu Bipartisan Policy Center’ın ‘Türkiye İnisiyatifi’ grubunun başkanlığını yapan Abramowitz ve Edelman, 10 Mart’ta yayımlanan ortak yazılarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmişti.

Yazıda Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin yönünün iç savaşa, otoriterliğe ve istikrarsızlığa yöneldiği öne sürülüyor. Gülen Cemaati’nin en önemli yayın organı Zaman gazetesine kayyum atanması için “Erdoğan’ın ülkenin potansiyeline ihanetinin son göstergesi” ifadesi kullanılıyor.
Türkiye’de demokrasinin Erdoğan liderliği altında gelişemeyeceğinin iddia edildiği yazıda, Ak Parti’nin dönüştürücü reformlarının temel ve yasal hakların sistematik olarak ihlâline yol açtığı ifade ediliyor. Güçlü, istikrarlı ve demokratik Türkiye için Erdoğan’ın değişmesi ya da istifa etmesi gerektiği öne sürülüyor.