Devşirme Basının ‘Milli Oto’ yorumu, Volkswagen skandalı, Milli uçak gemisi, çöken İsrail savunma sanayisi…

Bu hafta yerli oto projesinin açıklanması, başını devşirme Doğan medyasının çektiği mütareke basınını gerdi. Bu konuyu oldukça derinlemesine inceleyen Yenişafak gazetesinin ayrıntılı analizi aşağıdadır.

Bu bağlamda biz konuyu biraz farklı bir şekilde ele alacağız. Yerli oto ile dalga geçen Doğan medyasının amiral ihanet gemisi Hürriyet gazetesi, patronları Almanya’nın Volkswagen firmasının dünyayı emisyon değerleri konusunda kandırmasının neden olduğu devasa ölçekli skandal haberini 1.sayfasından veriş büyüklükleri ile yerli otoyu bir skandalmış gibi takdim ettiği haberinin büyüklüğünü karşılaştıralım.
HÜRRİYET GAZETESİNİN MİLLİ OTOYU AŞAĞILADIĞI HABERİ İLE VOLKSWAGEN FİRMASININ BÜTÜN DÜNYAYI ALDATTIĞI HABERLERİNİN BOYUTLARI. (GERÇEK ORANTILARINDADIR)

PEKİ TÜM BUNLAR NİYE YAPILIYOR. İŞTE KONUYU AÇIKLAYACAK İKİ HABER:
1- Türkiye’nin milli serveti ithal otomotivle yurtdışına akıyor.Son 13 yılda 160 milyar dolarlık otomotiv ithalatı yapan Türkiye, yaklaşık 1 yıllık toplam ihracatı kadar parayı yabancılara kaptırdı. Otomotiv ve enerjiye harcanan aşırı döviz nedeniyle ithalat-ihracat dengesinde de fark yiyen Türkiye dış ticaret açığı, -126 puanda bulunuyor. Sattığından fazlasını almak zorunda kalan yerli sanayici ise oluşabilecek kur farklarının ve zararların önüne geçemiyor.
2- İhanetin ekonomik sebeplerini Merkel şöyle itiraf ediyor.

Yani Volkswagen firması dünyayı aldatmasına rağmen Almanya başbakanı Merkel olayı abartıp otomotiv sektörümüze zarar vermeyin, yoksa istihdamımız etkilenir derken, bu sektörün önemine işaret etmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin otomobil üretmesi çalışmaları ile dalga geçenlerin bu ülkeye ihanetlerinin boyutları ortaya çıkmaktadır. Kısaca Almanya milyarlarca dolarlık Türkiye pazarını kaybetmek istemediğinden tasmasını elinde tuttuğu mütareke basınına bu haberleri yaptırmaktadır.
KISA BİR BİLGİ:2013 yılında Türkiye Almanya’dan 3,4 milyar dolarlık otomobil ithalatı yaptı. 2013 yılında Türkiye’de satılan her 100 arabadan 27’si Alman markasıyken, 2014 yılında Türkiye’de yollarda görülen her 100 arabadan 29’u Alman kökenli oldu.
Yerli olandan korkuları ise yine bu hafta gazetelerde çıkan bir başka haberle panik noktasına ulaştı:
Milli tokat
Büyüyen Türkiye’yi hazmedemeyen dünya, ilk milli savaş gemimizi görünce tokat yemişe döndü. Psikolojik mücadele başladı. ABD ve İngiliz medyası, ‘dengeler değişecek’ diye korkuya kapıldı…
Türkiye’nin ilk milli uçak gemisi, dünyayı endişelendirdi. Yeni Türkiye’nin gücünü gören ülkeler paniğe kapıldı. 2021 yılında tamamlanacak olan savaş gemimizin ayrıntılarının belli olmasıyla ABD ve İngiliz medyasından korku dolu çığlıklar yükseldi. Amerikan medyası, ‘Türkiye, savaş gemisini denize indirdiği anda, bölgede dengeler değişecek. Çünkü, Türkiye, bölgenin en güçlü ülkesi olmak için planları başarıyla uyguluyor’ diye yazdı.

HİÇ HOŞLARINA GİTMEDİ
İngiliz askeri savunma haber siteleri de, Türkiye’nin savaş gemisinin hayata geçirmesinin artık yüzde 100 olduğunu belirtti. Bunun da, bölge ülkeleri tarafından pek hoş karşılanmayacağına dikkat çekti.
TAM ANLAMIYLA YÜZEN ORDU OLACAK
Öte yandan, daha denize inmeden tüm dünyaya korku salan savaş gemimizde yok yok… Bin komando, 50 tank, 10 helikopter, en az 7 savaş uçağı ve 60 zırlı aracı taşıyabilecek olan gemi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denizden intikal gücü için kilometre taşı olacak.
DONANMANIN GURURU OLACAK
Çok sayıda insansız hava aracı, bin 450 kişilik barınma imkanı, 34 yataklı tam teşekküllü hastane ve ameliyathaneler de, Türkiye’nin ilk uçak gemisinde bulunacak. 2021 yılında tamamlandığında Türk donanmasının en büyük deniz aracı olacak ‘Havuzlu Çıkarma Gemisi LPD’ (Landing Platform Dock), Türk Silahlı Kuvvetleri’ne denizlerde yeni ufuklar açacak. Bu özellikler donanmamızı güçlendirecek.
BARİZ ÜSTÜNLÜK SAĞLAYACAK
Karadeniz, Akdeniz ya da Atlas ve Hint Okyanusları’nda herhangi bir noktaya önemli ölçüde operasyon gücünü aktarma imkanı, LPD gemisiyle elde edilecek. 27 bin 500 tonluk LPD’ye 2 tank çıkarma gemisinin eşlik edeceği düşünülürse, Türkiye istediği yere 100 tank ve 1 tabur askerle çıkarma yapabilecek. Bu imkan donanmamızın caydırıcılığını geniş bir coğrafyada artıracak. Yapımı süren çıkarma gemileriyle özellikle Doğu Akdeniz’deki stratejik havzalarda Türkiye’nin elde edeceği üstünlük, bölgedeki ülkelerin telaşlanmasına yol açtı bile…
(Takvim gazetesi 14.Ekim.2015)
14.EKİM.2015, YANİ DEVŞİRME MEDYANIN MİLLİ OLAN HERŞEYİ AŞAĞILADIĞI BİR DÖNEMDE ÇIKAN BU HABER İSE KONUYA ANALİZ YAPMAYI GEREKSİZ KILIYOR. İŞ ORTAĞI ALMAN MİLLİYETLİ, YAHUDİ SERMAYELİ DOĞAN MEDYASININ KORKULARININ TOPLAMI BU HABERLERDE GİZLİDİR.
İsrail’in büyük Türkiye pişmanlığı ve korkusu!
İsrail İç Güvenlik Servisi’nin raporu, İsrail’in Türkiye ile ilgili savunma sanayi ve insansız hava aracı pişmanlığını ortaya koydu.
Haber 7’de yer alan habere göre; İsrail’in savunma sanayindeki gelişmelerine ve bu konudaki değerlendirmelerine yer verilen İsrail’in i-hls.com sitesinde yer alan İsrail İç Güvenlik Servisi raporunda oldukça ilginç bilgilere yer verildi.
Raporda özellikle Türkiye ile bozulan ilişkiler sonrası savunma alanında yaşanan ticari kayıplara da dikkat çekildi.
(…) Güney Afrika İsrailli savunma firmaları için beyaz rejimin sona ermesiyle önemli ve büyük bir pazar haline geldi. Ancak o bölgede de İsrail savunma firmalarının rakipleri var.
‘İSRAİL’İN EN BARİZ RAKİBİ TÜRKİYE’
En bariz rakibi ise Türkiye. Türkiye milyar dolarlık silah sistemi satışları ile ve bundan daha fazlası bir potansiyel ile savunma sanayi alanında İsrail için dipsiz bir çukur gibi.Hindistan pazarı ve Türkiye pazarı, İsrail savunma şirketleri için önemli bir pazar niteliği taşısa da iki ülke ilişkileri her şeyin önüne geçiyor.
‘TÜRKLER KENDİ SİLAHLARINI KENDİ ÜRETMEYE KARAR VERDİ’
Kötü ilişkiler İsrail savunma sanayisine zarar veriyor. Türkler sadece İsrail sistemlerinin alınmasından vazgeçmediler, aynı zamanda kendi silahlarını kendileri üretmeye karar verdiler.
Bu karar bize önemli uyarılarda bulunuyor. Silah üretimi sadece silah üretim şirketlerinin ticari iştahından kaynaklanmıyor. Bu Türkiye’nin politik kararı. Türk şirketleri bulduğu her alanda rekabet ediyor.
‘SADECE TÜRKİYE’Yİ KAYBETMEDİK, TÜRKİYE’Yİ PAZARIMIZA ORTAK ETTİK’
Türk havacılık şirketinin yan kuruluşu Türk Teknik, İsrailli Bedek Havacılık’la direkt olarak rekabet halinde…
Türk havacılık şirketi şu anda 3000 personel çalıştırıyor. Ancak önümüzdeki yıllarda bu sayı artacak. Şirket çok hızlı bir şekilde etkinliğini artırdı. Amerikalı şirketlerle havacılık ve motor alanında işbirlikleri yapıyor. Böylece bir operasyon merkezi oluyor. Maliyetleri düşürüyor.
Türk şirket aynı zamanda bir savaş uçağı modernizasyon üssü olarak görülüyor.
Her alanda Türk pazarını kaybetmekle kalmıyoruz. Kendi pazarlarımıza da Türkiye’nin girmesine meydan veriyoruz.
Amerika ise Türkiye’ye bu alanda destek veriyor bunu ticari bir faaliyet olarak görüyor.

TÜRKİYE ARTIK KENDİ İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINI ÜRETİYOR
İsrail’den satın alınan Heron’ların yerine artık yüzde yüz yerli üretim olan Bayraktar ve ANKA insansız hava araçlarını kullanılıyor.