Haberleri ve İran analizlerimizi birleştirelim…

İran ile Batı arasında imzalanan nükleer anlaşmanın medya pazarlama ayağının 2011 yılında başladığı öne sürüldü. Bu iddia Bloomberg yazarı Elli Lake ait.
Geçtiğimiz günlerde nükleer anlaşmanın ayrıntılarını kaleme alan Elli Lake, ABD ordusuyla bağlantılı çalışan bir vakfa ait belgelerin sızdırıldığı ve bu belgelerde nükleer anlaşmaya dair bazı ayrıntıların ortaya çıktığını belirtiyor. Elli Lake şu ifadeleri kullanıyor: ‘Belgeler incelendiğinde öncelikli konu;İran ve Batı arasında imzalanan anlaşmanın alt yapısının çok daha öncesinde hazırlanmış olması. Hatta bu müzakere masasının kurulmasından önceki zamana denk geliyor.Her şeyden önce 2011 yılında İran Strateji Grubu kuruldu. Bu şekilde İran ulusuna ait anlatılar yeniden şekillendi. Nükleer felaketlerin canavarlaştırıldığı bu söylemler, 2013’teki müzakereler öncesi bir hazılık dönemiydi. Zaten iki yıl sonra da anlaşma oldu’
Elli Lake, 2002’de Ulusal İstihbarat Tahmini raporlarında, Irak Savaşı’ndan sonra bazı istihbarat yetkililerinin İran’ın nükleer faaliyetlerinin bombalanmasının her şeyi alt üst edeceği noktasında uyarılarında bulunduklarını da yazdı. Lake, ABD’nin öncelikli politikalarının İran nükleer faaliyetlerini askeri güçle yok etmeye yönelik olduğunu ancak ilerleyen yıllarda bu durumdan vazgeçtiklerini hatta Obama’nın ‘İran nükleer silah geliştirirse, ABD ve Batı çıkarlarını koruyarak bu durumla yaşayabilir’ ifadelerini kullandı.

Afganistan’da IŞİD’in etkilerinin artmasına karşı İran ve Taliban’ın işbirliğine gittiği iddia edildi. Bu iddia Foreign Policy yazarı Yochi Dreazen’e ait.Drozen ‘İran ve Taliban, Afganistan’a karşı takım kuruyor’ adlı yazısında Afganistan ile İran arasındaki 572 kilometrelik sınırın hem İran’ın hem de Taliban’ın varlığı açısından önem taşıdığını belirtiyor. Drozen yazısında şu ifadelere yer veriyor.
‘İran siyasileri uzun yıllar Afganistan Talibanı’nı sünni bir militer örgüt olarak gördü. Bu yüzden Sovyetlerin Afganistan’ı işgal ettiğinde Sovyetlere destek verdi. 2001’deki ABD’nin Afganistan işgalinde de bu durumun aynısı yaşandı.Ancak İran artık Afganistan’da en az 3 bin askeri olan IŞİD’i gördükten sonra Taliban’la uzlaşmaya hatta ortak hareket etmeye çoktan hazır gözüküyor.’
Geçtiğimiz aylarda, Taliban heyeti Tahran’a gitmişti. Hasan Ruhani yönetimi ziyaretten haberdar olmadığını öne sürerken Devrim Muhafızları’na yakın bir haber ajansı ziyaretin gerçekleştiğini bildirmişti. Öte yandan Amerikan drone saldırısında öldürülen Taliban lideri Mıolla Ahtar’ın da iki kez İran’a gittiği ortaya çıkmıştı.
Ziyaretlerle ilgili yorum yapan analistler,İran’daki güvenlik ve askeri yetkililerin, görünen resmi hükümet politikasına aykırı olarak Afganistan Talibanı ile müzakere kararı almış olabileceğini gösterdiğini bildirmişlerdi.
Obama’ya katılmamam elde değil. Batı için İran’dan daha büyük bir başarı olamaz. İslam dünyasını baştan başa kana bulayacak ve parçalayacak böyle bir truva atıyla ne kadar övünseler azdır.  Şimdi ilk haberi tekrar hatırlayalım. Ne zaman karar verilmiş İran’la artık savaşıyormuş gibi yapılmama sürecine? 4 sene önce…
Peki 4 sene önce neler oluyordu hatırlayalım mı?
Arap Baharı ve Ergenekon operasyonları ile İslam dünyası ve Türkiye teslim alınmaya çalışılıyordu. İşte tam o sıralarda ise İranla anlaşma gerçekte kotarılmış 4 sene sonra açıklanacak antlaşma için kamuoyunun hazırlanması için tiyatro oynanıyormuş.
Hala da oynanıyor…