Batan geminin mallarına dikkat…

28 Haziran 2016 tarihli “İlginç İngiltere haberleri gelmeye devam ediyor” başlıklı analizimizden bir bölüm:

cc8ea1_48c9033862b843c8969e90410672fa11-mv2

Türkiye’nin ‘yerli savaş uçağı’ T-FX projesinde işbirliği görüşmelerini sürdürdüğü İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, “Birleşik Krallık,Türkiye’nin T-FX vizyonunu gerçekleştirebilmesi için istediği teknolojiyi vermeye ve bu ürünün üçüncü ülkelere satışı için destek ve yardım sağlamaya imkan verecek bir anlaşma için her şeye hazır. Yakında sonuçlanacağını umuyoruz” dedi. Moore, Star’ın sorularını cevapladı:
Devletler arası görüşmelerde gelinen nokta nedir?
Türk tarafı bizden iki konuda gerçek garanti istiyor; Bir, samimi bir ortaklık olsun, hiçbir teknolojik bilgi gizlenmesin, geri planda tutulmasın. İki, bu teknoloji paylaşımı için gerekli ihracat lisansları konusunda kısıtlama olmasın.
Siz her şeyi paylaşmaya hazır mısınız?
Biz, Türk tarafının bu projeyi bir ileri aşamaya götürebileceği adımların atılmasını sağlayabiliriz. Türkiye’nin T-FX savaş uçağı projesi devasa ve çok sofistike bir proje. Bizim için de etkileyici. Bu boyuttaki projeleri tek başına yapabilmek günümüzde pek mümkün değil. İşbirliği içerisinde üçüncü piyasalara açılmamız gerekiyor. Bu Typhoon ve F35 için de geçerli. Birleşik Krallık’taki şirketlerimiz uluslararası ortaklıklarla yürütülen projelere alışıklar. Açık İhracat Lisansı almak veya teknoloji transferi için gerekli düzenlemeleri yapmaya da alışkınlar. Bunu Avrupa’da çeşitli ülkelerle, Suudi Arabistan’la ve Hindistan’la da yaptık.
(…)
DERİN BİR GEREKÇE
Birleşik Krallık neden teknolojisini Türkiye ile paylaşıyor?
Bir, hükümetimiz kendi şirketlerinin iş hacmini ve iş yapma kabiliyetini geliştirmek istiyor.İkincisi daha derin bir gerekçe, böyle projeler iki ülkenin başka türlü geliştiremeyeceği askeri bağlar kuruyor. Biz de NATO ortağıyız ve böyle projelerle bu ortaklığımızın köklerini daha derine indirme imkanı buluyoruz.
Üçüncüsü, buna bizim de ihtiyacımız var. Zira bizim Typhoon’lar 20-30 yıl sonra piyasadan kalkacak ve biz bu süreçte hem onları modernize etmek, hem de yerlerine yenisini koymak zorundayız. Ulusal savunma sanayi teknolojisinde 20-25 yıllık bir boşluk kabul edemeyiz.(…)
GÜÇLÜ BİR ORTAKLIK
Şüpheler giderildi mi?
Tabiî böyle bir projeyi başarıyla sonuçlandırabilmek için en alttaki teknik elemanlardan, en üstteki Cumhurbaşkanlığı seviyesine kadar bir güven inşa etmeniz gerekiyor. Bugün dostunuz olan bir ülke ile sadece dost olduğunuz için böyle bir projeye soyunamazsınız. Gelecek 25-30 yıl boyunca bu ülkenin sizin ihtiyaç duyduğunuz teknolojiyi, uzmanlığı sağlayıp sağlayamayacağından, siyasi ve stratejik ortak olup olmadığından emin olmanız gerekir.Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ortaklık böyle güçlü bir ortaklık.
O halde anlaşma yakın diyebilir miyiz?
Şu anda zannediyorum iki hükümet arasında anlaşma aşamasına geldik. Anlaşmanın son halini aldığını düşünüyoruz. Uzun bir zaman almayacak. Nihayetinde bu Türkiye’nin kararı ama biz Birleşik Krallık olarak çok istekliyiz Türkiye ile birlikte çalışmaya.
(…)
Şu iki konuda garanti verebilirim; Türkiye diğer potansiyel ortaklarla karşılaştırıldığında olabilecek en liberal, açık fikirli ve içten tutumu Birleşik Krallık’tan görecek. En fazlasını, en sağlamını Birleşik Krallık verecek.Çünkü bu sadece bir teknoloji paylaşımı, ticari ortaklık değil, aynı zamanda stratejik ortaklık.Daha geniş stratejik ortaklığımız kapsamındaki işbirliğimiz (terörle mücadele ve PKK ile mücadele gibi) ve diğer konulardaki hassasiyetlerimiz de buna dahil. Ayrıca bu proje başka askeri ortaklıklara da yol açacak.
Ve gündeme yeni düşen haberler: 
screenshot_37

 screenshot_36

İngiliz motor devi Rolls Royce’nin üst düzey yetkililerinin, önceki hafta gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinin ayrıntıları netleşmeye başladı. Akşam’ın haberine göre, CEO’su Warren East başkanlığındaki heyetle Ankara’da temaslarda bulunan Rolls Royce’nin, ilk Milli Jet TF-X‘in motor tasarımı ve üretimine talip olduğu kamuoyuna sızmıştı. CEO East, önce Başbakan Binali Yıldırım’la, ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la basına kapalı birer görüşme gerçekleştirmişti. O görüşmenin ayrıntıları ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre Rolls Royce, Milli Jet’in motor üretimine talip olurken, Ankara’nın üzerinde hassasiyetle durduğu, ‘ortak üretim’, ‘bilgi-teknoloji transferi’ ve ‘üçüncü ülkelere satış’ dahil tüm hakların Türkiye’de bulunmasını içeren bir teklif önerdi. Rolls Royce’un bu teklifi, önümüzdeki süreçte yapılacak yeni görüşmelerde karşılıklı olarak değerlendirilecek. Ankara, teklife ‘evet’ derse, Milli Jet’in motor tasarımı, üretimi, teknoloji transferi ortaklaşa geliştirilecek. Türkiye, 2020 yılında seri üretim aşamasına geçilmesi, 2023 yılında ise ilk uçuşunu yapması hedeflenen Milli Jet TF-X’i, İngiltere’nin onayı aranmaksızın istediği üçüncü ülkeye satabilecek. Milli Jet’in, yazılım ve silah sistemleri de tümüyle yerli olacak. Türkiye, Rolls Rolce tarafından yapılan teklife yeşil ışık yakarsa, İngiliz devi önce Türkiye’deki bir firmayla ortaklık anlaşması imzalayacak. Kurulacak bu ortaklık uçağın motorunu birlikte tasarlayacak. Tasarımın ardından motorun geliştirilmesi ve üretimi de yine bu ortaklık tarafından gerçekleştirilecek. Tamamlanan motora ait tüm bilgi ve teknoloji eksiksiz olarak Türkiye’ye transfer edilecek. Türkiye daha önce, Milli Helikopter ATAK’ın üçüncü ülkelere satışında sıkıntı yaşamıştı. ATAK helikopterlerin motoru İtalyan Agusto’dan sağlanmış, ancak motor bloğunun bazı parçalarının Washington’da sertifikalandırılmış olması nedeniyle, üçüncü ülkelere satışta ABD’den kaynaklanan sorunlar ortaya çıkmıştı. Washington sertifikalı olması, ATAK helikopterlerinin üçüncü ülkelere satışında ABD kongresinin onayı gerekmişti. Türkiye hali hazırda Azerbaycan, Pakistan, Katar başta olmak üzere birçok ülkeyle ATAK helikopterlerinin satışı konusunda çeşitli görüşmeler yürütüyor. Teklif edilen anlaşmanın en önemli maddesini ise Milli Jet TF-X’in üçüncü ülkelere satışında, motor aksamının ortaklaşa üretilmesinden kaynaklanan bir engelin bulunmaması oluşturacak. Ankara üretilecek uçağı, herhangi bir ülke, şirket veya kuruluştan ‘onay’ almadan satabilecek. Türkiye’nin Rolls Royce tarafından yapılan bu teklifi değerlendirmeye aldığı ve konunun önümüzdeki haftalarda gerçekleştirilmesi planlanan Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde görüşüleceği ifade ediliyor.

Daha önce İngiltere’nin Türkiye’ye olan ilgisi konusunu  değerlendirdiğimiz için tekrar aynı konuya dönmeyeceğiz. Başka birşey hatırlatalım “The Economist” dergisinim 2015 yılı kapağından:
economist_magazine_jan2015

Economist2014_cover_“üeol
Yukarıdaki kapakta görüldüğü gibi yerde hız denemesi yapan jet motorlu araçlardan birinin üstüne İngiliz markaları yazılmış. Tam motor kısmının üzerinde “Rolls Royce” yazıyor. Ama aracın tekerleğinin patlak olduğu gözüküyor. Ya da batan İngiltere’nin batan markaları mı desek?
Yani dememiz o ki pazarlık yaparken dikkat etmek, batan şirketlere fazla para yatırmamak gerek. Malumunuz olduğu üzere 28 Şubatçılar batmak üzere olan İsrail savunma şirketlerine tank modernizasyon ihalesi vererek kurtarmışlardı.
Yine benzer hataları yapmayız inşallah…