AMERİKAN SEÇİMLERİ MERKEZLİ KÖŞE KAPMACA

Ömer Kayani

İlginç bir haberle başlayalım.

“Amerikan Ulusal Karşı İstihbarat ve Güvenlik Merkezi Direktörü William Evanina, kamuoyuna yaptığı açıklamada, Rusya’nın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti’nin Başkan Adayı Joe Biden’ı “karalamak” için birçok yönteme başvurduğunu söyledi. Obama yönetiminin Ukrayna politikaları ve Rusya’daki Putin karşıtı muhalefete verdiği destek nedeniyle Biden’ın Moskova tarafından geçmişte de doğrudan hedef alındığını belirten Evanina, Kremlin bağlantılı kişilerin ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden seçilmesi için çalıştığını ifade etti. Biden, ABD’de Kasım ayında yapılacak seçimlerde Trump’a karşı yarışacak.”

Rusya’nın Amerikan Başkanlık seçimlerinde tercihi böyleymiş. Peki ya Çin Amerikan seçimleri konusunda ne düşünüyormuş?

“Değerlendirmelerimize göre, Çin tahmin edilemez olarak gördüğü Başkan Trump’ın yeniden seçilmesini tercih etmiyor” diyen Evanina, Pekin’in ABD’deki kamu politikasını bu doğrultuda şekillendirmek için sarf ettiği çabaları artırdığını ve Çin’in çıkarlarına karşı olarak gördüğü siyasi figürlere baskı yaptığını belirtti.

Peki ya İran’ın bu konuda ki yüksek düşünceleri neymiş?

“Evanina, İran‘ı ise sosyal medyada dezenformasyon yaparak ABD kurumlarını ve Trump’ı itibarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı.”

Aslında ilginç dememizin sebebi konunun bilinmezliği değil, olayın bir istihbarat birimi tarafından bu kadar açıklıkla ifade edilebilmesi.

Ne yazık ki raporda Türkiye’nin ne istediğine değinilmemişti. Oysa açılmaya çalışılan yeni Halkbank davası, S400 meselesi ve F-35 ambargosu konusunda kongrede her iki parti üyelerinin verdiği kanun taslakları göz önüne alınınca ilginç bir okuma olacaktı.

Trump’ın rapora tepkisi ise beklendiği gibi oldu.

“Joe Biden başkan olursa, Çin ülkemizi ele geçirir” diyerek raporda yapılan analize destek fazlasıyla destek veren Trump iş kendisine verilen Rusya desteğine gelince bilindik tavrını takınarak bu analize katılmadığını, şu ana dek Rusya’ya karşı kendinden “daha sert” bir ABD lideri olmadığını savundu.

Henüz rapor tartışılırken Putin dünyada bomba etkisi yapan Kovid -19 aşısının hazır olduğunu anons ediverdi.

Aslında her halinden balon olduğu belli olan bu duyurunun gerçekte kimin işine yarayacağını söylemeye gerek var mı? Amerikan istihbaratı raporunu dahi büyük bir açıklıkla yazmış ama biz yine de tekrar edelim.

Putin’in bu hamlesi Kovid 19 meselesini ele alma başarısılığı yüzünden Başkanlık yarışında geriye düşen Trump’a can suyu verme çabasıdır.

Nitekim Amerikan Başkanı Trump’da neredeyse Putin’le eş zamanlı olarak aşının kasım ayında hazır olabileceğini söyledi.

Yine eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Türkiye’nin “aşı çalışmalarında iki aşı adayının hayvan deneylerini başarıyla tamamladığını ve hatta bunlardan birisinin etik kurulu onayını alarak insanlar üzerinde klinik çalışmalar safhasına gelindiğini” açıkladı.

Putin, Trump ve Erdoğan’ın eş zamanlı Kovid – 19 aşısı anonsu.

İlginç mi?

Daha da ilginç olanı Putin’in bombasının bir anda elinde patlatılması oldu.

“Rusya Sağlık Bakanlığı Etik Komisyonu‘nun önemli üyelerinden Profesör Alexander Chucalin, istifa ettiğini açıkladı. Chucalin, Sputnik V adı verilen aşıyla ilgili tıpkı batıdan gelen eleştiriler gibi aşının tüm kontrolleri yapılmadan onaylandığını ve bu durumu engelleme çabaları sonuçsuz kalınca Etik Komisyonu’ndaki görevinden istifa ettiğini duyurdu. Rusya’nın en ünlü virologlarından olan Chepurnov ise söz konusu aşının koronavirüsü daha çok yayacağını söyledi.”

Artık konuyu nasıl anlarsınız, size kalmış.

Amerikan istihbaratının raporunu doğrularcasına Trump yönetimi rakibi Biden’ın destekcisi Çin üzerindeki baskıyı iyice artırarak önce Çinli sosyal medya devi “Tik Tok”u kapanmak ya da bir Amerikan firması tarafından satın alınma konusunda tercih yapması konusunda tehdit etti. Ardından ABD Sağlık Bakanını Tayvan’a göndererek kelimenin tam manasıyla Çin’in nasırına bastı.

Çin ise ülkesinin parçası olarak kabul ettiği Tayvan’a yapılan resmi saldırıyı en sert biçimde kınadı ve tüm dünyada ki Çinli diplomatların yıllık izinlerini iptal ettiğini açıkladı.

Çin’in yaptığı resmi açıklamada kullandığı ifadeler ABD Başkanlık seçimlerinde Kovid-19’un en büyük koz olduğu açıklar mahiyetteydi.

ABD Sağlık Bakanı Azar’ın ABD’de vaka sayısının 5 milyonu, ölü sayısının 160 bini geçmesine rağmen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele etmek yerine Tayvan’a “siyasi şov” yapmaya gittiği değerlendirmesinde bulunan Çinli Sözcü Cao, “Bu ABD’li yetkilinin bu davranışı, onların gözünde halkının hayatının, ABD’nin siyasi çıkarlarıyla karşılaştırıldığında hiçbir değeri olmadığını bir kez daha ispat etmiştir.” diye konuştu. 

Amerikan halkı Çinli sözcünün ince mesajını almış mıdır, kısmetse Kasım ayında göreceğiz.

Avrasya Bloğu oluşturacağı söylenen Rusya ve Çin’in ABD boks ringinde farklı köşelerde dövüştüğü bariz bir şekilde görülmektedir.

Ya dünyanın diğer köşeleri?

Lübnan yıkıldı. Bekliyorduk, yazıyorduk, şaşırmadık.

Akdeniz’in doğal kaynakları uğruna verilen savaşta bir ülke daha bertaraf edildi.

Artık baskı tamamen Türkiye’nin üzerinde olacaktır. Nitekim bu baskıyı oluşturmak için her daim kullanışlı bir araç olan Yunanistan cüssesine bakmadan sadece diplomatik ustalığına güvenerek tüm Akdeniz’in doğal kaynaklarına ülkesini satın alanlar adına talip olmuş durumdadır.

Malumunuz yaşadığı son ekonomik krizin ardından Yunanistan’ın para eden tüm deniz limanları, havalimanları Almanya tarafından adeta yağmalanmıştı. Son kalanları da Çin yağmalıyor.

Yunanistan’ı ekonomik olarak batıran en önemli kalemlerden biri yaptığı savunma harcamalarıydı ve bu harcamalarını Almanya ve Fransa’dan aldığı kredilerle bu iki ülkeden aldığı askeri techizatlardı.

Şimdi yine bu iki ülke, Almanya ve Fransa Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı Akdeniz’de çatışmaya doğru itekliyorlar.

Fransa askeri olarak ön cephede Yunanistan’la askeri deniz tatbikatları yaparken, diğer yandan da Türkiye’yi Libya’da sınırlamaya çalışmakta ve yıkım sonrası Lübnan’ı siyasi olarak ele geçirmeye çalışmaktadır.

Almanya sinsi bir şekilde barış tutkunu gibi davranarak bir yandan Türkiye’nin elini kolunu bağlamaya çalışırken diğer yandan Fransa _ Yunanistan ikilisinin önünü açmaya çalışıyor.

Ama tüm oyun bu kadar değil. Uzunca bir süredir Amerika Fransa’nın Afrika kıtasındaki siyasi ve ekonomik egemenliğini bitirme peşinde. Almanya ise Fransa ile birlikte Afrika’ya daha güçlü girme çabasında. Her iki ülkenin çıkarları bırada Amerika ile çatışıyor.

Bu karmaşa içinde ise Çin zaten Afrika’nın bütün limanlarını sessizce satın alırken tüm doğal kaynaklarına da çökmüş durumda.

Bu manada Türkiye’nin Libya üzerinden Kuzey Afrika’da Fransa ve Rusya ile muhtemel bir çatışması sizce Amerika’nın işine gelmez mi?

Çatışmanın yansımaları İsrail’de de net bir şekilde görülüyor. Çin’in İsrail limanlarına olan ilgisi yüzünden Amerikan Dışişleri Bakanı bu ülkeye yaptığı ziyaret sırasında İsrail’i uyarmıştı hatırlarsanız.

Yine hatırlarsanız tam bu ziyaret döneminde Çin’in İsrail Büyükelçisi Du Wei enteresan bir şekilde evinde ölü bulunmuştu.

Tabii İsrail’in tüm yumurtaları tek sepete koyma alışkanlığı olmadığı için böyle bir uyarıyı çok fazla ciddiye alacağını sanmıyoruz.

Amerika’dan daha sert bir uyarı sizce İsrail’e gider mi? Amerikan politikası İsrail’in elinde oyuncak diyenlerden iseniz çok peşin hükümlü olmamanızı tavsiye ederiz.

Amerikan Başkanlık seçimlerinde sizce İsrail kimi destekler? Cevabınız Trump ise yine peşin hükümlü olmamanızı tavsiye ederiz. Çin’e de yakınlaşan bir İsrail’in “aldatarak savaşacaksın” mottosunu unutmayalım.

Biz bu satırları kaleme alırken ABD Başkanı Trump İsrail ile Birleşik Arap Emirliklerinin ilişkilerini “tamamen normalleştirmeleri” için bir anlaşma imzaladıklarını duyurdu.

“Trump, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki anlaşmanın isminin ‘İbrahim Anlaşması’ (the Abraham Accord) olduğunu söyledi. BAE’den yapılan açıklamada, İsrail ile ikili ilişkilerin tesisi için ortak bir yol haritası belirleme konusunda anlaşıldığı belirtildi. Netanyahu, İsrail ile BAE arasındaki normalleştirme anlaşmasını tarihi bir adım olarak değerlendirdi.”

 

Denize düşen Trump İsrail yılanına gittikçe daha çok sarılırken, belki de dolanırken demeli, İsrail’in pis işlerini yaptırıp Trump’ı son kertede yüz üstü bırakmayacağının garantisi var mıdır?

 

Hele de İsrail yerine İslam coğrafyasında BAE gibi “yeni bir mikrop devletçik” birçok  Arap dünyası liderinin ortak onayı ile ikame edilirken.  

Son bir notla bitirelim.

ABD seçimlerinde demokratların Başkan adayı Joe Biden Başkan yardımcısı  olarak tıpkı Obama gibi dışı siyah içi beyaz bir kadın olan Kamala Harris’i seçti.

“Siyahi ve kadın.”

Amerika’da siyahilerin bir süredir canlı yayında neden boğazlandığını anlaşılmıştır herhalde…