İyi de sen yine doğru soruyu soramamışsın…

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eski danışmanı Ahmet Takan, Yeni Çağ’daki köşesinde dövizdeki düşüşe ilişkin çarpıcı bir iddiayı kaleme aldı.“Ankara kulisleri durulmuyor” başlıklı yazısında dolardaki düşüşün 26 Ocak günü Ankara’da gerçekleştirilen operasyonlar sırasında bir belediye başkanı ve oğlunun da ifadeye çağrıldığını ve dolardaki düşüşün bu gelişme ile ilişkili olabileceğini vurguladı.

http://www.paraanaliz.com/2017/genel/7573-7573/


 

Eğer iletişim kanallarınızı havuz medyasının ipoteğinden kurtaramıyorsanız, olup bitenlerin perde arkasını yakalamanız tabii ki imkânsızdır. Algı operasyonlarının mağdurlarından biri olmanız da kaçınılmazdır. Türkiye’nin kaotik ve karma karışık iç ve dış gündem maddeleri arasında savrulur  durursunuz. Algı operasyonlarında uygulanan bombardıman yüzünden gerçek ötesine geçip, dün, bugün ve yarın ilişkisini kurup sorgulama yapmanız imkânsızdır. İpin ucunu kaçırır zaten sonunu da merak edemez hale gelirsiniz. Verilen hapları tane tane yutup, beyinlerinize zerk edilen filmleri gerçek sanıp yaşar durursunuz.

Pekii!.. Biz gazeteciler sizlerden çok farklı bir durumda mıyız?.. İtiraf edeyim; değiliz. İçinde bulunduğumuz malum zorlukları, çalışma şartlarını falan hiç bahane etmeyeceğim. Çünkü, hayatta hiç bir mazeret başarının yerini asla tutamaz ilkesine inananlardanım. Mazeret üretmek ve onların ardına sığınıp kendime haklılık payı çıkarmak da karakterimde yoktur.

İliştirilmişleri hariç tutuyorum, “gazetecilik” dendi mi oturmaya bir dönüm yer beğenmeyiz. Öyle pozlara gireriz ki, sanırsınız bu adamlardan ne uçan ne de kaçan kurtulur. Ama bir gün gelir biri çıkar adama iğneyi batırmayı bırakın temel çivisi çakarak haddini bildirir. İşte o zaman pek çaktırmamaya çalışsanız da o yere göğe sığdıramadığınız acar gazeteci havanıza derin bir çizik alırsınız, araştırmacı ve de soruşturmacı gazeteciliğin yer ile yeksan olduğunu acı acı hissedersiniz. Bu ağlak girişi neden mi yaptım?.. Ankara gazetecisi olarak geçenlerde sohbet ettiğim, Maliye Bakanlığı’nda üst düzey bir bürokrat arkadaşımdan fena bir ders aldım da ondan.

Arz edeyim efendim!..

Sizlerin dikkatini çekti mi?.. Bilemem. Takvim yaprakları 26 Ocak Perşembe gününü gösterdiğinde ülkemizin rutin gündeminde malum meselelerin yanı sıra döviz kurunda hızlı yükseliş de vardı. Rutin gelişmeler(!) içinde savrulur giderken, ajanslardan yine rutin bir haber düşmüştü gündeme;

“Türkiye genelinde FETÖ yapılanmasına karşı gözaltılar devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında haklarında yakalama kararı olan 17 kişi Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suç ve Suç Gelirleriyle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı” diye. Baktık geçtik habere. Unuttuk. Güya gazeteciyiz, sonu ne oldu diye araştırmadık bile. Hikayenin gerisini Maliye Bakanlığı’nda çalışan üst düzey bürokratın anlattıklarından özetleyerek ve isim vermeden aktarayım:

O gün, bu operasyonlar yapılırken, Ankara’da bir belediye başkanı ve oğluna da operasyon yapılıyor. O Belediye Başkanı ve oğlu, ifadelerinin alınacağı gerekçesiyle Emniyet’e değil de Yenimahalle‘ye(MİT kampusu-aht-) davet ediliyor. Belediye Başkanı Yenimahalle’ye geliyor. Kendisinden yurt dışındaki paralarının bir bölümünü Türkiye’ye transfer etmesi rica ediliyor. Belediye Başkanı ricayı kıramıyor!.. Oğluna söylüyor ve 650 milyon dolar Türkiye’ye giriyor. Bu arada o belediye başkanı 2 gün Yenimahalle’de misafir ediliyor. O sırada  S… şirketine de operasyon devam ediyor. Operasyon, Ankara ile de sınırlı kalmıyor. İstanbul’daki bir Belediye Başkanına da benzer talep iletiliyor. O da hiç ikiletmeden 400 milyon dolarlık parayı Türkiye’ye sokuyor. Maliye Bakanlığı’ndaki bürokratın anlatımına göre; 1 milyar dolar civarında para gelir gelmez piyasa sürülüyor. Kaynağım diyor ki; “İşte o günlerde dövizdeki kısmi düşüş bu sayede gerçekleşti. Piyasaları rahatlattık.”

Anlattıklarının çok ciddi olduğunu söyleyip kendisine bunun teyidini  araştıracağımı söylediğimde tereddüt etmeden “istediğin yere sor” dedi. Başkentin en derin koridorlarında hafta başından bu yana yoklamadığım kaynak kalmadı. “Yenimahalle’de misafir edilme” operasyonunu yalanlayan olmadı. Para operasyonu konusunda ise “yeni operasyonlara da hazır ol” deyip bıyık altından güldüler..

Ankara gazeteciliği çok zordur ama bir kulis haber için bu kadar göbeğimin çatladığı bir anı hatırlamıyorum…

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ankara-kulisleri-durulmuyor-41687yy.htm

Bir muhabir için ilginç olabilecek bir haber. Ama kendi deyimiyle yazısına “ağlak giriş” yapan bu “gazeteci/eski danışman” bu olayda doğru soruyu soramamış. Bu olay eğer gerçekten olduysa Yenimahalle’ye (MİT) davet edilen bu belediye başkanları bu milyarları nereden bulmuşlar? Yasal yollarla kazandılarsa niye MİT tarafından rica edilince (yazar karnından konuşarak korkutulduklarını ima ediyor aslında) sana ne kardeşim, istediğim yerde tutarım paramı diyemiyorlar?

Neyse bizim gazeteci/eski danışmanlar olanı bile “yorumlamaktan” acizken biz bir yıldan daha uzun bir süre öncesinden olacakları yazdıklarımızı hatırlatalım:

Yazımızın tamamını aşağıdaki linkte bulabilirsiniz.