Kusura bakmayın Sn. Bakan…

Bu ülkede 1960 darbesi sonrası darbecilerin yurt dışına gönderdikleri altınlarımızı unutmadık. Her 10 senede bir ekonomik krizlerle bu ülke insanının nasıl soyulduğunu, 2001 krizi ile milletimizin nasıl ekonomik bir cinnet cenderesine sokulduğunu, batan İhlaslı, İmarlı, Demir gibi bankaları unutmadık. Bankada tuttuğu mevduatın miktarı ne olursa olsun devletin garantisinin sadece kıytırık bir 50.000 TL kadar olduğunu biliyoruz. Bankada tuttuğu iki gıdım parasından tırtıklayabilmek için şeytani bir zeka ile her gün yeni numaralar icat eden bankalara karşı hiçbir koruması olmayan vatandaş işte bu yastık altı altın yöntemi ile kendisini bir nebze koruyabilmektedir.
Madem yeri geldi soralım. Bu ülkede bankalar hangi ailelerin elindedir? Bu aileler Türkiye’nin çıkarlarını düşünen aileler midir? Devlet tahvili alarak devlete katkıda bulunan Demir Bank bu ülkede batırılarak yerkürenin en karanlık bankası HSBC’ye peşkeş çekilirken devlet nerede idi. (Dikkatinizi çekeriz devlet dedik. O tarihte Ak Partinin iktidarda olmadığının farkındayız)

Peki Bank Asya bu ülke insanının parasını hortumlarken hükümet nerede idi?
Çin, vatandaşlarına altın almalarını önerirken bizim Başbakan Yardımcımızın Ayşe teyzeden altınlarını bankaya koymasını istemesini pek doğru bulmuyoruz açıkcası. Özellikle Batıda zenginlerin paralarını altına çevirerek bankacılık sisteminin dışında olan özel kasalarda muhafaza etmeye başladığı bir dönemde, Türk insanının son ekonomik kurşunu olan altınını herşeyi ile göbekten Batı finans sistemine bağlı bankalara yatırılması bizce uygun değildir.
Millet hükümeti seviyor Sn. Bakan ama kusura bakmayın her şeyini size emanet edecek kadar da güvenmiyor.
Gözünü kırpmadan canını tankların altına atan bu millet, parlak iki metal parçasını da size verir. Merak etmeyin…
Ama lütfen önce hak edin… HSBC Bank bu ülkede faaliyet gösterdiği müddetçe de bizden böyle şeyler istemeyin…