Hepsi Türkiye’nin ruhunu istiyor…

‘EN YAKIN MÜTTEFİKLERİMİZ TUTUKLANDI’
FETÖ’nün ABD’nin desteği ile Türkiye’yi iç savaşa sürüklemeye çalıştığını bu kez de ABD Merkez Komutanlığı’ndan General Joseph Votel itiraf etti. Colorado eyaletinde düzenlenen Aspen Güvenlik Forumu’nda konuşan General Votel, TSK içindeki ABD ordusunun en yakın pek çok müttefikin, başarısız darbe girişimi sonrasında hapse atıldığını söyledi ve ‘Türkiye’deki pek çok liderle, özellikle de askeri liderlerle ilişki içinde olduğumuz muhakkak. Bu ilişkilerin ilerleyen dönemlerde nasıl etkileneceği konusunda endişelerim var’ dedi.
‘TSK VE MİT’TEKİ ADAMLARIMIZ TASFİYE EDİLDİ’
Terör örgütü FETÖ ortaklıklarına dair bir itiraf da CIA Direktörü General James Clapper’dan geldi.  CIA direktörü “Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki başarısız darbe girişimi sonrasında MİT ve TSK’daki muhataplarımızın birçoğu görevden uzaklaştırıldı ya da tutuklandı” diyerek Yeni Söz’ün 16 Temmuz’dan bu yana attığı tüm manşetleri doğruladı. “Yaşananlar Türklerle yürüttüğümüz işbirliğini zayıflatıp zorlaştıracağı şüphe götürmez” diyen CIA Direktörü Clapper, itiraflarını “Türkiye ve ABD arasındaki işbirliğinin seviyesini etkileyebilecek” diyerek sürdürdü.
‘YA ERDOĞAN/CILAR ORDUYA DİRENİRSE’
ABD’nin gölge Dışişleri Bakanlığı olarak adlandırılan CFR’nin yayın organı Foreign Affairs’in Haziran sayısı incelendiğinde ABD’nin Türkiye’de yaşanacak askeri kalkışmanın etkilerini tartıştığı dikkatlerden kaçmıyor. Dick Cheney’in ulusal güvenlik danışmanlığını yapan John Hannah, “Türkiye ABD çıkarları için tehlikeli politikalar izliyor ve bunun bedelini ödemeli” derken,  Pentagon Eski Danışmanı Michael Rubin ise ‘Eğer Türk ordusu Erdoğan’ı devirir ve yakın adamlarını parmaklarının ardına atarsa, bu darbeyi yapanların yanlarına mı kalacak” diye sorduğu görülüyor.
‘BAŞARISIZ DARBE TASFİYEYE YOL AÇAR’
Türkiye’de yaşanacağını bildikleri askeri kalkışmanın sonuçlarını ele alan Foreign Affairs, Washington Ortadoğu Enstitüsü’nden Gönül Tol’un 12 Eylül darbesi ile 2016’nın şartları karşılaştıran bir makalesine de yer vermiş. 1980’de halkın darbeyi desteklediğini, 2016’da ise durumun tam tersi olduğunu belirten Tol, darbe girişiminden önce Erdoğan ve partisinin yüzde 50’lik bir desteği bulunduğunu, düşük bir ihtimalde olsa halkın darbeye direneceğini, bunun da darbeyi boşa çıkarabileceğini belirtiyor. Dergide başarısız bir darbe girişiminde Erdoğan’ın büyük tasfiyeler yapacağı ve yeni bir sistem kuracağı endişesi dahi kayda geçirilmiş.
ERDOĞAN KEMALİZM’E TESLİM Mİ OLDU?
İngiliz istihbaratına yakın olmakla suçlanan Doğu Perinçek ise 15 Temmuz’dan 5 gün önce Frankfurter Allgemeine Zeitung ve New York Times gazetelerine “Tayyip Erdoğan Kemalizm’e teslim oldu. Erdoğan, vatanseverler tarafından teslim alındı. Bu batı açısından stratejik yenilginin itirafıdır” şeklinde bir makale yazması İngiliz cephesi adına ABD ve Almanya’ya mesaj olarak algılandı. Perinçek’in “ABD ve Alman devletleri, Türkiye’nin 24 Temmuz 2015’te Bölücü Teröre karşı başlattığı harekâtı kaygı, hatta korkuyla izliyorlar. Korkulan, Türkiye’nin vatan savunmasında kararlı bir mücadeleye girmesidir” cümlelerinin de bunun ispatı olarak gösteriliyor.
İNGİLİZLER ÜFLEDİKLERİ RUHUN ÇIKMASINDAN KORKUYOR
Perinçek’in “Erdoğan Kemalizm’e teslim oldu” şeklindeki cümlesi Türkiye’nin kurucu Kemalist ideolojisini oluşturan İngiliz aklının Türkiye’de yeniden hâkim olması arzusuna yönelik bir çabalama olarak okunması gerekiyor. Ergenekon ve Balyoz türü davaların içine Almancı ve İngilizci subaylara milli subaylarda eklenerek önemli ölçüde tasfiye edilmişlerdi. 15 Temmuz’un başarısız olması sonrasında ABD ve FETÖ’cülerden boşalan yerlere “masum” ve “kahraman” olarak gösterilen İngilizci askerlerin ordu içinde yeniden etkin kılınması için çalışıldığı gözleniyor. Bazılarının Doğan Medya’da arzı endam ettirilmeleri de bunun tezahürü için pazarlama olarak yorumlanıyor.
İNGİLİZDEN DERİN ASKER BAĞ TEKLİFİ NEYİN NESİYDİ?
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore’un 26 Haziran “Türkiye’nin T-FX projesi devasa bir proje. Tek başına yapmak mümkün değil. Bunun için birlikte yapmak istiyoruz. Anlaşma aşamasına geldik. İkincisi daha derin bir gerekçe, böyle projeler iki ülkenin başka türlü geliştiremeyeceği askeri bağlar kuruyor. Biz de NATO ortağıyız ve böyle projelerle bu ortaklığımızın köklerini daha derine indirme imkânı buluyoruz. Çünkü bu sadece bir teknoloji paylaşımı, ticari ortaklık değil, aynı zamanda stratejik ortaklık. Ayrıca bu proje başka askeri ortaklıklara da yol açacak” şeklindeki yaptığı askeri işbirliği teklifinin şimdi daha büyük anlam kazandığı ortada.
http://www.yenisoz.com.tr

Gelişmeler dikkatle incelendiğinde hem Atlantikçi, hem de Anglo Saksoncu cephenin, dünyanın en kritik ülkesi olan Türkiye’nin ruhunu ele geçirmek için çarpıştıkları görülüyor. ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya gibi arkalarında hangi güç odağı bulunursa bulunsun; FETÖ, PKK, DAEŞ ve TSK içindeki Kemalist, ulusalcı vs yıkıcı odakların benzer amaca hizmet ettiği biliniyor. 15 Temmuz bizi ruhumuzu ele geçirmenin peşine düşmüş taşeronlar gerçeğiyle bir kez daha yüzleştirdi. Cumhur ve Reis’i ise gösterdiği direnişle ruhu ve bedenini satmaya niyetli olmadığını ortaya koydu.