Buluşmada yine ilginç zamanlama ve MİT’in uyarısı…

‘İslam ordusu kuruldu, beyler 1000 yıl sonra buluştu…’başlıklı 14 Şubat tarihli analizimizin bir bölümünü tekrar hatırlatmadan önce haberimizi verelim;

Mültecilerin en yoğun bulunduğu Midilli Adasını ziyaret eden Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco, Fener Rum PatriğiBartholomeos ve Yunanistan Başbakanı Çipras ile Moria kampını ziyaret etti. Göç Politikaları Bakan Vekili Yannis Muzalas da kamp ziyaretinde hazır bulundu. (…)
YANINIZDA OLMAYA GELDİK
Kampta mültecilere seslenen Papa Francesco, “Mülteciler, geride her şeylerini bırakmanın acısını taşıyorlar. Buraya sizin hikayelerinizi duymaya ve sadece yanınızda olmaya geldik.Bu insani krize tüm dünyanın dikkatini çekmek için buradayız ve bu krizin çözüme ulaşması çağrısında bulunuyoruz’ dedi.
Konuşmaların sonunda, Papa Francesco, Fener Rum Patriği Bartholomeos ve Atina Başpiskoposu Leronimos, ortak bir bildiriye imza attı. Bildiride, sığınmacı krizinin durdurulması için uluslararası bir mutabakatın sağlanması çağrısı yapıldı. Bildiride ayrıca, Ortadoğu’daki sorunların barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulması isteğinde bulunuldu vesığınmacıların evlerine güven içinde dönmelerinin sağlanmasının önemi ifade edildi.
Aslında burada Papa’nın söylediklerinin tefsir edilmeye ihtiyacı var. ‘Yanınızda olmaya geldik’ dediği aslında mülteciler değil Avrupa Birliği. Bu birliği mülteciler vasıtasıyla dağıtmaya çalışanlara Hristiyan alemi bir araya gelerek ortak bir mesaj veriyor. ‘Sığınmacılar evlerine  dönsün’ ve ‘dünyanın dikkatini çekmek için buradayız’ demiş Papa. Yani ‘bu mültecileri Avrupa’dan çekin’ derken Vatikan’ın tam manasıyla AB’nin arkasında olduğunun sinyalini veriyor.
Peki ne zaman yapmış bu ziyareti Papa. Türkiye’de İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısının yapıldığının hemen ertesinde. Türkiye Cumhurbaşkanı İslam dünyasını bir araya toplayıp kendimize çeki düzen verelim, birleşelim mesajı verirken.

Bu arada Avrupa Birliğini dağıtmaya çalışanlarda boş durmuyor ve mesajlarını veriyorlar. Papa’yı uyarmak ise yine Türk devletine düşüyor. Malum en son Papa suikastı bir Türk eliyle yaptırılmıştı.  Türkiye ülkenin adının yine böyle bir olayla anılmasını istemiyor. AB’yi dağıtmaya çalışanların bir Türk piyon kullanarak bazı işlere kalkışabileceği öngörüsü ile Vatikan’ı tedbir alması için uyarıyor.

İstihbarat birimleri, terör örgütü IŞİD’in, Katolik dünyasının merkezi olan Vatikan’ı hedef alacağı bilgisine ulaştı. Olayla ilgili Vatikan bilgilendirildi.Uluslararası terörist faaliyetleri deşifre etmek amacıyla çalışmalar yürüten istihbarat birimleri, terör örgütü IŞİD’in yeni hedefinin, Katolik dünyasının ruhani merkezi Vatikan olduğunu tespit etti.

IŞİD terör örgütü mensuplarının Suriye’den Türkiye’ye patlayıcı düzenekleri transfer etmeyi planladığı da deşifre edildi. İstihbarat raporlarına göre C-4 patlayıcı, el bombaları ve intihar yelekleri, 50 yaşlarında ve 1.70 boylarında olan Abu Talha adlı bir kişi tarafından Hatay’ın bir köyüne getirilecek. Araçta bulunacak ikinci kişinin de Muhsin Ahmed adına düzenlenmiş pasaport taşıdığı ortaya çıkarıldı. İstihbarat birimleri, Rus menşeili olduğu tespit edilen patlayıcıların daha sonra İstanbul’da bulunan IŞİD terör örgütü mensubu Abu Al-Haytam Kod adlı Said T’ye ulaştırılacağını belirledi. Bu arada eyleme destek için Salem Muhammet El Kutrani’nin Türkiye’ye geleceği saptandı.
Geçen sefer İslam ordusu çalışmaları ve tatbikatı sırasında Rus Ortadoks patriği ile buluşan Papa ile ilgili yaptığımız ‘İslam ordusu kuruldu, beyler 1000 yıl sonra buluştu…’ başlıklı analizimizde kullandığımız bir haberi hatırlayalım;

(…) RUSLAR önceki gün Küba’da gerçekleştirilen Katolik lideri Papa Françesko ile Rus Ortodoks Kilisesi’nin başı Patrik Kiril’in buluşmasını ‘bin yıl sonra doğu ve batı kilisesi ilk kez buluştu’ diye pazarladı. Uluslararası medya da ‘Tarihi buluşma’ diye yorumladı. Ancakbu tarihi buluşmanın ardında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ince hesapları olduğu, Papa üzerinden Avrupa’yı etkilemeye çalıştığı yorumları yapılıyor.Katolik ve Rus Ortodoks Kilisesi liderleri 1054 yılından bu yana ilk kez bir araya geldiler. Ancak Ortodoks Kiliseleri üzerinde kendisini ‘eşitler arasında birinci’ yani ‘ekümenik’ sayan İstanbul’daki Fener Patriği Bartolomeos daha önce Papa ile birkaç kez görüştü. Dolayısıyla bu doğu kilisesiyle batı kilisesinin ilk buluşması anlamına gelmiyor.
BATI BASININDA ELEŞTİRİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna ve Suriye’deki müdahaleleri nedeniyle Batı ile sorunlu bir dönemden geçerken Rus Kilisesi’nin başının Batı Kilisesi’nin başıyla bir araya gelmesi kuşku yarattı. NitekimAlman Bild Gazetesi, Papa Françesko’nun Arjantinli olması dolayısıyla Avrupalı olmayan bir Papa’ya ne kadar güvenilebileceğini sorgularken “Papa’nın yanağını öpen Kirill’in arkasında Putin var” yorumunu yaptı. Kirill’in 2012 seçimlerden önce Putin’i ‘Tanrı’nın hediyesi’ olarak nitelediğini ve o zamandan bu yana Kremlin’in kuklası izleniminden kurtulmak için pek bir şey yapmadığına da işaret edildi. Pahalı saat meraklısı, lüks makam araçlarından inmeyen, hatta İsviçre’de villası bulunan Kiril’in Putin’in onayı olmadan Batı ile böyle flört edemeyeceği öne sürüldü.New York Times Gazetesi de Papa’nın Rus Patriği’ne kucak açarak Suriye’de savaş yürüten, Ukrayna’ya karışmaya devam eden Putin’e dolaylı bir destek vereceği için kendisini eleştirilere açık hale getirdiğini yazdı. Kiril’in aksine Papa, mütevazı hayat tarzıyla dikkat çekiyor.
FENER: PAPA, PUTİN’E KOLTUK DEĞNEYİ OLMASIN
İSTANBUL Fener Rum Patrikhanesi, Küba’da Rus Patriği Kiril’in Papa Françesko ile görüşmesini “Putin’in Ortadoğu’daki planlarına dini açıdan da destek bulma çabası” olarak görüyor. Fener kaynakları, Hürriyet’e, Doğu ile Batı kiliselerinin ayrıldığı 1054 yılından bu yana Vatikan ile Rusya Patrikhanesi liderleri arasında yapılan ilk görüşmeyi “Eğer dini nedenlerle gerçekleştirildiyse olumlu” diye değerlendirdiler.
Moskova’nın geçmişte Fener Patrik’i Bartolomeos’un, Katoliklerin lideri Papa ile her görüşmesini ‘binbir sözle eleştirdiğini’ hatırlatan kaynaklar, Küba’daki görüşmenin, Rusya’nın Suriye’yi bombaladığı bir sırada, Rus Patrikhanesi’nin Ortadoğu’daki tüm Hıristiyanların tek koruyucusu gibi ortaya çıkma çabasının bir parçası olduğunu belirttiler. “Vatikan dikkatli olmalı. Moskova’nın emellerine koltuk değneği olmamalı” diyen kaynaklar, görüşmenin Patrik Kiril açısından dini değil siyasi hedefli olduğuna inandıklarını kaydettiler. Fener ile Moskova Patrikhaneleri arasında yıllardan beri “nüfus savaşı” yaşanıyor. Moskova, Fener Patrikhanesi’nin, “eşitler arasında birinci” olduğunu kabul ediyor. Ancak, Bartholomeos’u dünyada 250 milyon Ortodoks’un lideri olarak tanımıyor.
Papa yukarıda belirtilen endişelere binaen ve muhtemelen Rusya’dan ve onun kontrolündeki kiliseden bir şey çıkmayacağının bilinciyle AB ile bu konuda ittifak yapan Türk devletini referans alarak Türkiye’de yerleşik Fener Rum Patrikhanesi lideri ile birlikte Midilli adasında poz verdi. Türk istihbaratı ise Papa’yı yaptığı hareketin kendisine karşı bazı riskler oluşturacağı konusunda uyarma ihtiyacı hissetti. Türkiye ile ittifak yapan AB ile Türkiye’de yerleşik Patrikhane ile birlikte görüntü veren Vatikan’ı kamuoyu önünde ayırmanın en iyi yolu sizce ne olabilir. Evet doğru tahmin ettiniz. Türkiye’li bir IŞID üyesinin Papa’ya yapacağı bir suikast. Yani bir nevi yeni bir Mehmet Ali Ağca olayı.  Neyse ki Türkiye olayın bilincinde ve gerekli uyarıyı yapmış.
Yeri gelmişken eski analizimizin son kısmını da bu vesileyle tekrar hatırlamış olalım. Çünkü oyun içinde oyunu bütün açılardan takip etmemiz gerekiyor;

Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak bugünkü “Komplo teorileri” makalesinde Vatikan’ın Mezopotomya Devleti kurma planından bahsetti.İşte Dilipak’ın yazısındaki o bölüm:
“Vatikan 200 milyar dolara yakın para ayırmış; Ermenistan’dan başlayarak, Kürt bölgesini de içine alan, Gürcistan’dan başlayıp, Suriye ve Lübnan’ı da içine alan Anadolu devleti gibi, Hıristiyan ağırlıklı, Dürzilerin, Nuseyrilerin, Süryanilerin, Ezidilerin de içinde olacakları, Kürtleri de yanına alacakları yeni bir Mezopotamya devleti kuracaklarmiş.Hani kıyamet savaşı olacak ya, onun için bölgede bir Hıristiyan kuşağı oluşturma projesi..Balkanlar, Kafkaslar, Afrika’dan bol miktarda Hıristiyan savaşçı ve misyoner taşıyacaklarmış bölgeye.Bunun için sokak çocuklarının, Suriye’den gelip, hayatını kaybeden kişilerin, Kürt bölgesinden artık Türkiye kimliği kullanmayanların nüfus cüzdanlarını yolluyorlarmış.”
Osmanlının bitişi ile dağılan İslam ordusu 100 yıl sonra yeniden kurulurken haçlı ittifakı ise 1000 yıl sonra biraraya gelme kararı alıyor. Zamanlama manidar. Sözkonusu Müslüman ülkeleri yakmak olunca hızla kuruluveren Rus-ABD ve Avrupa siyasi ittifakının dini temelleri de yeniden atılıyor sanki. 13 Ocak 2016 tarihli analizimizde ‘Davutoğlu Kabe’den kıyamet kartını mı gösteriyor’demiştik. Karşı hamleler gelmeye başladı. Sykes Picot anlaşmasının 100. yılında Batının İslam coğrafyasını yeniden paylaşım savaşına girdiği şu günlerde iki kilisenin attığı bu tarihi adımı çok anlamlı buluyoruz. Ülkü ortak olunca kalpler 1000 yıl sonra olsa da ısınıveriyor demek.  Ne demişti Sn. Davutoğlu;