Suriye’de İran ‘kazandı’…

Allah’ın partisi/tarafı manasına gelen Hizbullah, kuruluşunda farklı olsa da bugün itibariyle aslında sadece İran’ın tarafı ve paralı askeridir.  Suriye’de Esad ve Rusların yanında Müslümanlara karşı savaşarak büyük bir hata yapmış ve şimdi İran ile birlikte bedelini ödemektedir. Efendileri Rusya’nı birdenbire toz olması hepsini tuhaf bir durumda bırakmıştır.

İran Suriye’de ‘kazanmanın’ verdiği vakarla tabiri caizse dut yemiş bülbüle dönmüştür. Hiç durmadan konuşarak propaganda, tehdit ve blöfü devlet politikası olarak uygulayan İran’ın Rusya’nın ışık hızıyla Suriye’den toz olması sonrasında içine düştüğü durum gözlerden kaçmamaktadır.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in pazartesi günü ilan ettiği geri çekilme açıklamasından bu yana İran’ın tutumuna dair henüz konuyla ilgili tatmin edici bir açıklama yapılmadı.
Hamaney, Ruhani ve Caferi sessiz kaldı
İran’ın bölgedeki yeni gelişme karşısında net bir açıklama yapmaması, 6’ncı yılına giren Suriye savaşında aktif rol oynamayı kendisine vazife bilen İran için alışılageldik bir durum değil.Tüm   dünyanın İranlı siyasetçilerin açıklamalarını merakla beklediği bir günde, dün ne dini lider Ayetullah Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ne de Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, Rusya’nın geri çekilmesi veya İran’ın bundan sonraki Suriye siyasetine dair bir değerlendirmede bulundu.Bazı haber sitelerinde yer alan ‘İranlı Ortadoğu uzmanlarının’ açıklamaları da tamamen Rusya’nın yeni kararını tekrardan ibaretti.(…)
İranlı yetkililer buldukları her fırsatta bölgeyle ilgili gelişmeleri yorumlamaktan ve açıklamalar yapmaktan geri durmazken bu konudaki sessizlikleri dikkati çekti.(…)
Ambargolar nedeniyle ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılardan bunalan İran halkı uzun süredir, ülke siyasetçilerinin Irak, Suriye ve Yemen gibi ülkelerde askeri harcamalar yapmalarını eleştiriyor.Sözü edilen harcamaların ülke ekonomisine kazandırılması ve dünya ülkeleriyle iyi geçim politikası güdülmesi halkın talepleri arasında yer alıyor.
Başbakan Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı İran gezisi, bazılarının yansıtmaya çalıştığı gibi Türkiye’nin çöken Suriye politikası yüzünden değil İran’a son bir uyarı niteliği taşımaktaydı.

Tıpkı iç savaş tam olarak başlamadan çok kısa süre önce Şam’da Esad’a yapılan uyarı gibi.

İran ve Rusya’ya bel bağlamış içerideki bazı medyamız ise kendilerini  avutma peşinde.

Ne der Türk atasözü: Halep oradaysa arşın burada. Buradan kastın Ankara olduğu İran’ın kurt politika yapıcılarınahatırlatmamıza gerek yoktur herhalde . Onlar zaten anlamışlar bölgede her yolun nereye çıktığını. İçerideki bazı stratejistlerimiz anlamasa da olur…

İran Türkiye’de iki banka kuracak
BDDK Başkanı Akben, yabancıların yeni banka lisansı alma ya da mevcut bankalardan birini satın alma gibi başvurularının olup olmadığına ilişkin soruya da ‘İranlıların talepleri var. Onlarla görüşme yapılacak. İran’dan 2 tane banka ciddi manada Türkiye’de sıfırdan lisans alarak banka kurmak istiyor. Onlar Türkiye’yi Avrupa’ya ve dünyaya açılmada önemli görüyor. Bugüne kadar bu konular Birleşmiş Milletler (BM) kararları ve İran-Türkiye ilişkileri nedeniyle beklemedeydi. Önümüzdeki dönemde İran’ın ciddi manada bu alana gireceğini düşünüyoruz’ karşılığını verdi.