Ruhların savaşı…

27 Mayıs 2015 tarihinde“İngilizcesi ISIS olan DAEŞ Mısır mitolojisinde kimdir”başlıklı yazımızda terör örgütü DAEŞ’in bütün dünyada İngilizce olarak ISIS ismi ile bilindiğini ve ISIS’in Mısır mitolojisinde bir tanrıça olduğunu ve Batılı kaos planlayıcılarının hiçbir ismi boş yere kullanmadığını vurgulamış ve ISIS’in mitolojik hikayesi ile günümüz olayları arasında bağlantı kurmuştuk. Bütünlüğü sağlayabilmek açısından bu yazımızın büyük  bölümünü tekrar alıntılamak zorundayız:

Karmaşık Mısır kültünde fazlaca detaya girmeden; ISIS, milattan sonraki yüzyıllarda Yunan ve Roma dünyasına gidip birçok dişi tanrıyı kendi kişiliğinde toplayan Mısır tanrıçasıdır. Kral tanrı kural koyucu Osiris’in kız kardeşi ve karısı olan Isis, Horus’un  da annesidir.
Mitolojiye göre insanlar Osiris’i severler. Koyduğu kuralları severek yerine getirirler. Kardeşi Seth onun bu başarısını kıskanır. Seth Osiris’ten kurtulmak için bir plan yapar. Kardeşinin ölçülerine uygun bir tabut yaptırır. Bir şölen düzenler ve Osiris’i de o şölene davet eder. Şölenin en sonunda önceden yaptırdığı tabutu çıkararak bu tabutun kime uyarsa ona verileceğini söyler. Herkes dener ve tabut sadece Osiris’e uyar. Bunun üzerine Seth hemen tabutun kapağını kapatır ve Osiris’in içinde olduğu tabutu Nil’e atar. Osiris’in kız kardeşi/karısı Isis kocasını aramaya başlar. Sonunda tabutunu bulur ve onu da alıp Mısır’a döner. Cenaze töreni yapmak için tabutu bir bataklığa saklar. Seth avdan dönerken tabutu bulur ve çok sinirlenir. Osiris’in vücudunu tabuttan çıkarıp parçalara böler ve Mısır’ın çeşitli yerlerine dağıtır. Isis bu parçaları teker teker bulur. Bir parçası eksiktir. Buna rağmen sihir ve büyü gücünü kullanarak dağılmış parçalarından Osiris’i canlandırır. Isis ve Osiris’in Horus adında bir çocukları olur. Horus büyüyünce Seth’e savaş açar. Bu savaşın sonuçları çeşitli şekillerde anlatılmakta. Bu savaşın sonucunda Osiris – yer altı dünyasının kralı, Horus yaşamın kralı, Seth ise şeytanlık ve kötülüğün kralı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Nihayet Horus babasının öcünü alır. Set’i yener ve onu Sahra’ya gönderir.
Mısır mitolojisinde bu hikâyenin çok değişik versiyonları bulunmaktadır. Biz kısa olanla kafa karıştırmadan gidelim ve bu hikâyeyi günümüz Ortadoğu’suna yani ISİS/IŞİD’ın hüküm sürmeye çalıştığı topraklara uyarlayalım.
Mitolojiye göre insanlar (Osmanlının hüküm sürdüğü topraklarda) Osiris’i (Osmanlı Devletini) severler. Koyduğu kuralları severek yerine getirirler. Kardeşi Seth (Düşmanı İngiltere ve Haçlılar koalisyonu) onun bu başarısını kıskanır. Seth (İngiltere) Osiris’ten (Osmanlıdan) kurtulmak için bir plan yapar.
Kardeşinin (Osmanlının) ölçülerine uygun bir tabut (T.C. devletinin şimdiki sınırları) yaptırır. Bir şölen (I. Dünya savaşı) düzenler ve Osiris’i de (Osmanlı Devleti’ni) o şölene davet eder.
Şölenin en sonunda önceden yaptırdığı tabutu çıkararak (100 senelik Misakı Milli sınırları) bu tabutun kime uyarsa ona verileceğini söyler. Herkes dener ve tabut sadece Osiris’e (Osmanlı Devleti’ne) uyar. Bunun üzerine Seth (İngiltere) hemen tabutun kapağını kapatır (Osmanlının alfabesi değiştirip tarihini unutturur) ve Osiris’in (Osmanlının) içinde olduğu tabutu Nil nehrine (3 tarafı denizlerle çevrili bir coğrafyaya) atar.
Osiris’in karısı ISİS (II. Dünya savaşı sonrası ABD) kocasını aramaya başlar. Sonunda tabutunu bulur ve onu da alıp Mısır’a döner. Cenaze töreni yapmak için tabutu bir bataklığa saklar (Rusya’nın çökmesini bekler). Seth (İngiltere) avdan dönerken tabutu bulur ve çok sinirlenir.
Osiris’in (Osmanlının) vücudunu tabuttan çıkarıp  parçalara böler (1960 darbesi ve sonrasında ki sağ/sol Türk/Kürt Laik/Dindar kutuplaşmaları) ve Mısır’ın (Türkiye’nin) çeşitli yerlerine dağıtır. ISİS bu parçaları teker teker bulur (parçalanmış İslam coğrafyasının her tarafında pıtırcık gibi bitiveren IŞID/ISİS’cıklar). Bir parçası eksiktir. (Ruhu)  Buna rağmen ISIS sihir ve büyü gücünü (CIA) kullanarak (Nurlu bir ruh kullanmaya çalışır) dağılmış parçalarından Osiris’i canlandırır. (Amacı zaten hep budur. Eski düzenin sahibi İngiltere’ye karşı yanında birisini bulmak)
ŞİMDİ GELECEĞİN HİKAYESİ
Hikâyenin buradan sonrası gelecekte geçecek. Zaten savaşta bunun üzerine. 100 yıl tabutta kalan Osiris/Osmanlı akıllanmıştır, her ne kadar Seth’den (İngiltere) nefret etse de ISIS’den (ABD’den) de artık soğumuştur. Çünkü yokluğunda yaptığı büyülerle (ABD’nin soğuk savaş dönemi ve sonrası kirli savaşları) memleketinde (İslam coğrafyasında) çok büyük acılar yaşatmıştır. Amacına ulaşabilmek için bütün şeytani yöntemleri kullanarak Seth’in (İngiltere’nin) bir kopyası olmuştur. ISIS (ABD) ve Osiris’in (Türkiye’nin) Horus adında bir çocukları olur (olacak). Horus (Ortadoğu’da kurulacak yeni ülke) büyüyünce Seth’e (İngiltere’ye) savaş açar (açacak).
Bu savaşın sonuçları çeşitli şekillerde anlatılmaktadır. Bu savaşın sonucunda ISIS – yer altı dünyasının kralı, (CIA ile dünyayı kontrol etmeye çalışan); Horus yaşamın kralı (bölgede insanları öldürmeye değil, yaşatmaya çalışan Yeni Türkiye); Seth ise şeytanlık ve kötülüğün kralı (ya da Majesteleri/Kraliçesi) olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Nihayet Horus (Yeni Türkiye) babasının (Osmanlı devletinin) öcünü alır. Set’i yener ve onu Sahra’ya (Kuzey ve Orta Afrika’ya) gönderir.
Mitolojik hikâyemiz burada biter. Yeni doğacak çocuğun ruhunun ISIS’e mi Osiris’e mi benzeyeceğini bilmiyoruz. Ama hikâyenin sonunda yüzyıldır ortalarda görünmeyen Dede Korkut ortaya çıkıp yeni bir hamleyle hikâyenin sonunu değiştirirse şaşırmayın.
Bu yazımızı yazdıktan 2 ay sonra 15 Temmuz günü Batılı kaos planlayıcılarının darbesine tanık oldu Türk milleti.
Yine geçen hafta yani 27 Temmuz 2016 tarihli“Darbenin ezoterik kodları”başlıklı bir yazı yazmış ve yukarıda tekrar alıntısını yaptığımız yazımıza atfen şunları yazmıştık:
İki gün önce 25 Temmuz idi yani ISIS’in (Daeş’in İngilizce söylenişi ve Mısır tanrıçası)  çocuğu Horus’un doğum günü. Darbeciler başarılı olsa idi o gün muhtemelen Türkiye’de yeni devletin ilan ediliş günü olabilirdi. Mısır mitolojisinden bahsediyoruz. Açıklayalım;
Mısır mitolojisi tanrılarından Seth’in (Karanlıklar, kötülükler ve kaos tanrısı) doğum günü 16 Temmuz ve ISIS’in doğum günü 17 Temmuz’dur.
Darbecilerin darbeye başlama tarihi ne idi. 15 Temmuz gecesi saat 03.00 civarı yani 16 Temmuz. Deşifre olduklarını anlayınca erkene almak zorunda kalmışlardı. 16 Temmuz yani karanlıkların/kötülüklerin tanrısı Seth’in doğum gününde darbe yapacaklardı.
Peki 17 Temmuz tarihi nedir? ISIS’in doğum günü.
Peki 2 gün önce yani 25 Temmuz’da kim doğdu. ‘HORUS’. (Bu tarih aynı zamanda Nil’in yükselmesi festivalidir)
Yazımızı Mısır kültünde önemli olan üç tane tarihe atfen söyle bitirmiştik:
Son bir not: 13-14 ve 26 Ağustos günlerine dikkat diyoruz.
Pazartesi günü Yeni Şafak gazetesinde şu haber yeralmakta idi.

“FETÖ’nün terörist elebaşı Fetullah Gülen, son sohbetinde ölüm üzerine yaptığı konuşmalar ve örgüt mensupları sabredin telkininde bulunup kuluçka benzetmesi yaparak 20 gün sabredin demesi, yeni bir saldırının veya suikastlerin şifresini mi verdi? sorusunu akıllara getirdi. Gülen’in işaret ettiği tarih aralığına dair bir detay ise dikkatlerden kaçmadı. FETÖ’nün yeni talimatıyla muhtemel bir girişime dair günün de belirlenmiş olabileceği düşünülüyor. Bu kapsamda örgüt mensuplarının satır aralarında işaret ettiği 14 Ağustos tarihi her şeyi açıklıyor. 14 Ağustos’ta ne olmuştu? FETÖ’nün 15 Temmuz sonrası başlattığı yeni girişime dair dikkati çeken 14 Ağustos tarihine bakıldığında önemli bir detay ortaya çıkıyor. 2001’de kurulan AK Parti’nin kuruluş tarihinin 14 Ağustos olduğu biliniyor. ” (Yeni Şafak)
Bizim dikkat çektiğimiz tarihler ise 13-14 ve 26 Ağustos idi. Peki bu tarihlerde ne olmuştu Mısır kültünde?
13 Ağustos Horus ve Seth arasında savaş olacak.
14 Ağustos Horus ve Seth arasında barış yapılacak.
İşte FETÖ terör örgütünün ipini tutan Batılı kaos planlayıcılarının son deneme için verdikleri tarih. Olur ya da olmaz, kendi ifadeleri ile planlanan tarih budur. Eğer mitolojik hikaye karışık geldi ise tekrar yukarıda eski yazımızdan alıntıladığımız “şimdi geleceğin hikayesi” başlıklı bölümü tekrar okuyunuz.
Horus, bu coğrafyada doğacak yeni ülkenin adıdır. Yani yeni ve ümmet ruhunu yeniden kazanmış Ortadoğulu Müslüman bir Türkiye ya da Batılı şeytanların parçalayıp kuracakları ruhu Mısır mitolojisindeki Karanlıklar tanrısı Seth ve tanrıçası ISIS tarafından üflenmiş yeni bir ülke. İşte savaş tam olarak budur.  Bu ülkenin ruhunu ele geçirmek için hem ISIS hem de SETH tüm gücüyle saldırmaktadır.

İngiliz Daily Ekspress gazetesi İngiliz hükümetinin gerektiği takdirde tatil için Türkiye’de bulunan ve sayıları 50 bin civarıolan vatandaşlarını kurtarmak üzere askeri bir operasyon planladıklarını, hatta bu görevi gerçekleştirecek askerlerin Güney Kıbrıs’ta bulunan İngiliz üssüne gönderildikleri bilgisini veriyor.

Papa ise emrindeki bütün Katolik kiliselerinin dünya üzerinde bilgi toplayarak kendisine ulaştırdığı istihbarata rağmen (Vatikan’ın dünyanın en ücra köşelerine kadar dağılmış emrindeki bütün Katolik kiliseler dolayısı ile dünyanın en büyük istihbarat servisi ağına sahip olduğu söylenir) olanın bitenin ne olduğunu anlayamamış numarası yapmaktadır.
İşte bir önceki yazımızda bahsettiğimiz 13-14 Ağustos kodu budur. Bu bağlamda 13 Ağustos’ta bu karanlık güçlerle yeni bir çatışma ortamına girmemiz ya da ya da 14 Ağustos’ta barış yapmamızda mümkündür.
Gözden kaçırılmaması gereken bir gerçek ise Türkiye’de yapılan darbe girişiminden önce Pakistan’da darbe söylentilerinin ortaya çıkmasıdır.

Özellikle Türkiye, Pakistan ve Suudi Arabistan üçlüsü Batı dünyası için büyük tehlike arz etmektedir. Bu üç ülke İslam dünyasının motor gücü olan nükleer, finansal ve lider güçlerdir. Suudi Arabistan’da Mescidi Nebevi dahil 3 ayrı noktada Ramazan ayında patlattıkları bombalar unutulmamalıdır. Bilen bilir, özellikle Pakistan ve Türkiye’nin politik profilleri birbirine çok benzer. Bazen önce Türkiye’de denenip tutarsa Türkiye’de denenen birçok benzer siyasi/askeri politik manevralar vardır ya da tam tersi sıralama ile önce Pakistan sonra Türkiye.
Benzer darbe söylemleri Suudi Arabistan’dan da gelmektedir.
İşte bu bağlamda darbe gecesi Başbakan Binali Yıldırım’ın bir sözü herkes tarafından atlandı. Binali Yıldırım darbenin başarısız olmasının başka ülkelerde yapılacak darbelerinde önüne geçeceğini söylemişti ama o sıcak gece de kimse bu detayı anlayabilecek/umursayabilecek durumda değildi.
Dün itibariyle Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Pakistan ziyaretindedir.

Pakistan’da 26 okul, kültür merkezi ve ticaret ağı bulunan FETÖ’nün bu ülkedeki okullarının Türk hükümetine devredilmesi gündeme geldi. Pakistan, FETÖ okullarının aktif biçimde faaliyet gösterdiği ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Söz konusu eğitim kurumları bünyesinde 11 binden fazla öğrenci ve bin 500 civarında eğitmen bulunuyor. Pakistan’da 21 yıldır faaliyet gösteren FETÖ’nün başkent İslamabad’da “Rumi Forum” adı altında da bir kültür derneği mevcut. Rumi Forum’un geçtiğimiz hafta içerisinde web sitesinden Gülen’in ismini kaldırması dikkati çekti. ‘Pak-Türk Uluslararası Okulları’ olarak adlandırılan 26 FETÖ okulunun Türk Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasının da gündemde olduğu belirtiliyor. (Ajans haberleri)
Türkiye savaşın farkındadır ve cephelerini iyi bilmektedir.Bu bağlamda belki de bu kritik günlerde İslam ordusu bir sonraki tatbikatını yapmak için Konya ya da Malazgirt ovasına konuşlanmalıdır.

Geçtiğimiz aylarda yapılan Efes 2016 tatbikatı için medyamızda saf saf İngiltere şok oldu diye çevrilen “shock and awe” ifadesi aslında “ani ve acımasız bir biçimde saldırarak düşmanı etkisiz hale getirmek”anlamına gelir. Daily Mail gazetesinde haberin veriliş tarzı ise atlanmış; “Ani ve acımasızca düşmanı etkisiz hale getirme. ABD ve İngiliz askerleri Türk ordusu ile birlikte hava, kara ve denizde büyük bir tatbikat yaptı.” Katılan diğer ülkeler haberin dördüncü satırında ancak yer bulabilmiş.
Yakınlarda ise İngiltere’nin Türkiye elçisi açıktan Türkiye ile stratejik ittifak yapma isteklerini belirtmişti.

Anglo Saksonların Türkiye’yi kendi istedikleri şekilde yanlarında görme isteği çok açıktır. 13 Ağustos’un savaş 14 Ağustos’un barış tarihi olduğunu tekrar hatırlatalım. Türkiye’nin nasıl bir tavır alacağını hep beraber göreceğiz.

Ya ISIS ruhuna teslim olacak ya da ruhunu yüzyıllık esaretten ne pahasına olursa olsun kurtaracak.
26 Ağustos’un global kodunu ise bir sonraki yazıda detaylı analiz edeceğiz…