Altına imza atılacak bir kapak çalışması…

Krizlerden, kavgalardan, atışmalardan ve sataşmalardan başka çaresi kalmamış bütün teklifsizlerin kavga çıksa da taraf olsak diye pusuda beklediği bir dönemdeyiz. Tartışmaları ateşleyip kendilerini sözde “Cesur ve sözünü sakınmayan” adamlar olarak pazarladıkları geçici şöhretlerle yer kazanmaya, para kazanmaya çabalıyorlar.
Büyük Türkiye yürüyüşünde yoldaki çalı çırpıyı temizleme amacıyla hazırladığımız bu sayfa kavgaya umut bağlamış olanları ciddiye aldığımızdan değil, fitnenin arkasındaki şeytanın farkında olduğumuzdandır.
“Çatlak var”, “Bölünme var”, “Derinlerde kavga var” laflarını saçanların hepsine soruyoruz;
1: Hepiniz sözüm ona lafını sakınmayan cesur dava adamlarısınız ya; o halde gördüğünüz derdi çözmeye çalışmak yerine niye velvele yapıyorsunuz?
2: Bir kavga olmayınca değersiz olduğunuz ortaya çıkacak diye kavga mı çıkarmaya çalışıyorsunuz?
3: Hiçbir teklifiniz, idealiniz, hayaliniz olmadığı için, kendinizi çatışmaların sataşanı olmaya mecbur mu hissediyorsunuz?
4: Sırf ben demiştim diyebilmek adına kendi kehanetlerinize mi çalışıyorsunuz?
5: Bizim bilmediğimiz bir hesabınız mı var?
Tılsımlar, “Tılsım bozuldu” denilince bozulur, çatlaklar “Çatlak var denilence” başlar kuralını öğreten şeytanın bataklığından çıkın ve memleket için hayal kurun. Estirmeye çalıştırdığınız karanlık rüzgârlara da sizin fanatikliğinize de ihtiyacı olan bir memleket yok artık.
Bütün bunları ilk uyarı olarak yazıyoruz. Sizin farkınızdayız! Büyük Türkiye davası için yetersizliğinizin de farkındayız. Herkesin sizi fark etmesi için elimizden geleni ardımıza koymayız. Kendinize yer bulmayı planladığınız kavgalar ortaya çıksın diye zehir saçtığınız dillerinizin akıbeti için İslam tarihinizdeki benzerlerinizden örnek alıp pişman olmanız için kalbimizle dua ediyoruz. Bizi fiili duaya zorlamayın.