Anası da ortaya çıktı…

 

29 Mart 2016 tarihli analizimizde şunları yazmıştık:

ABD Dışişleri bakanı Tillerson’un ziyareti öncesi kozlar paylaşılıyor, kartlar masaya açılıyor.

Malumunuz eski ABD Başkan yardımcısı Joe Biden’in geldiği gün uçağı yere inmeden saatler önce Fırat Kalkanı harekatı başlamış, operasyonun Biden’ın Ankara ziyaretinden saatler önce başlaması dünya basını tarafından Türkiye’nin ABD’ye bir mesajı olarak değerlendirilmişti…

Çok geçmedi Türkiye’ye cevap geldi. Ama cevap ABD’den direkt olarak gelmedi.

Yani daha birkaç gün geçmeden darbenin anası da ortaya çıktı. Adil Öksüz’ün MİT ajanı olduğunu ima etti. Peki neye dayanarak?

‘Adil Öksüz’ün GPS cihazını hangi devlet kurumu ithal etti?’

Darbe girişiminin önde gelen şüphelilerinden Adil Öksüz isminin kendilerini tarafından gündeme getirildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Adil Öksüz’ün elindeki GPS cihazı hangi kurum, hangi devlet kurumu tarafından Türkiye’ye ithal edilmiştir?” diye sordu.

http://www.cnnturk.com/turkiye/son-dakika-kilicdaroglu-15-temmuz-kontrollu-darbe-girisimidir

Yani Kılıçdaroğlu’nun mantığı ile darbecilerin kullandığı tankların, F-16’ların devletin hangi kurumunun ihalesi ile alındığını bularak darbenin kaynağını bulabileceğiz. Akla zarar demenin anlamı yok, sadece bir Kılıçdaroğlu klasiği demek daha doğru. Ama daha da ilginci bu açıklamaları yaparken Kılıçdaroğlu’nun yanında bulunması için seçtiği şahsiyet:

Sezgin Tanrıkulu ya da kod adıyla namı diğer TR705. Hani şu gölge CIA Stratfor’un bilgi elemanı olan CHP milletvekili şahsiyet.

Yani bu kontrollü darbe ve GPS cihazı konularını ortaya atarak Türkiye’nin ABD’ye Adil Öksüz üzerinden attığı gole kimin kontra atak ile cevap vermeye çalıştığı açık değil mi?

Kuklalara takılmayınca gerçek resim ortaya çıkıyor…