23 Şubat 2016 tarihli “Kapanan şehadet kapısı mı yoksa sizin kalp gözünüz mü Sn. Hamaney…“ başlıklı analizimizde İran dini lideri Hamaney’in;
“Şehadetin kapısı kapandı. Fakat şimdi tekrar açıldı. Bu gençler kutsal savunma (İran-Irak savaşı) zamanındaki aşk ve şevkle,İslam’ın küfürle savaştığı Suriye cephesine gitmek için ısrarla izin istiyorlar’
sözü üzerine şu yorumu yapmıştık:
4- İran gençliğinin bırakın artık savaşmayı, fırsatını bulanın ülkeden kaçmak için tanımadıkları turistlerden bile yardım istemelerini mi, (Tahran’da çoğunluğu üniversite gençlerinden oluşan taksi şoförleri ile yapacağınız bir sohbet çok gözaçıcı olacaktır. Sn Hamaney’e Mehdi ile iletişim kurma çalışmalarına ara verip biraz halkı ile iletişim kurmaya çalışmasını naçizane tavsiye edeceğiz)
İşte o analizimize ek olacak bir haber:
(…) Mahlati, Suriye’de ölen askerlerin uyruklarını ise açıklamadı. İran uzun süredir Afgan ve Pakistanlılara ev ve oturma izni vaadiyle Suriye ve Irak’ta savaştırıyordu.
Sadece Suriye’de İran destekli 60 bin milisin olduğu tahmin ediliyor. İngiltere’de Daily Mail gazetesinin yayınladığı rapora göre, Suriye iç savaşındaki İran destekli milis sayısının 60 bine ulaştığı belirtilmişti.
http://www.haber7.com/ortadogu/haber/2277623-iki-binden-fazla-iran-askeri-olduruldu
İşte İran’ın dini lideri Hamaney’in şehadete gitmek için can atan İranlı gençleri.
Siz onu sefaletten bunalmış, bu yüzden ölüm riskini bile göze alan Afgan ve Pakistanlılar olarak okuyun (Şia olanları). İran gençlerinin şehadete gidebilmesi için önce bir ayılmaları, sonra tükenmişlik sendromu için yıllar sürecek iyi bir tedaviden geçmeleri ve madde bağımlılıklarını kontrol altına almaları gerekiyor.
Bırakın şehadet kapısını, evlerinin kapısının yolunu bulurlarsa ona da şükür…
Zaten durumu kendileri de biliyorlar ya neyse…
