Bakan Steinmeier, Türkiye’deki son gelişmeler ve hükümetin politikasıyla ilgili olarak Federal Meclis’te düzenlenen oturumda muhalefetin eleştirilerini yanıtladı. Türkiye’nin bir terör tehdidi altında olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Steinmeier, son dönemde yaşanan gelişmelerin kendilerini de endişeye sevk ettiğini belirtti. Steinmeier, Türkiye’yi bir yol ayrımında gördüklerini, kendilerinin Türkiye’nin Avrupa’ya yönelen bir yola girmesini arzu ettiklerini dile getirdi.
Türkiye’deki son gelişmeleri ele almak üzere salı günü Ankara’yı ziyaret edeceğini açıklayan Alman Bakan, “Biz Türkiye’nin Avrupa’yla bağlı kalmasından yanayız. Türkiye’nin çevresindeki ihtilaflara ve krizlere baktığım zaman Dışişleri Bakanı olarak şunu da söylemem lazım. Türkiye’nin Avrupa’yla bağlı kalmasına ihtiyacımız var.“ diye konuştu.
Steinmeier, Avrupa ile yakın bağların, Türkiye’ye de büyük yararlar sağladığını ifade ederek, “Bu Türkiye’nin de çıkarına, ama karar sadece Türk hükümetine bağlı.” dedi. Demokrasi ve insan hakları konularında Türkiye’yi eleştiren bazı milletvekillerinin, Türkiye’nin AB üyelik müzakere sürecinin askıya alınması önerilerini eleştiren Steinmeier, “Türkiye’ye şimdi kapıyı kapatıp anahtarı atarsak, Türkiye’de yardım isteyerek Avrupa’ya bakan ve buradan destek almayı ümit eden bir çok insanı hayal kırıklığına uğratacağız. Bu nedenle, bence bu en akıllıca yol olmayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu. Steinmeier, demokrasi ve insan hakları konularında eleştirileri olsa da, Türk hükümetiyle siyasi diyaloğu sürdüreceklerini, zorlu konuları bu çerçevede ele alacaklarını söyledi.
İşte zavallı AB ve Almanya’nın hali budur. Türkiye’ye ne kadar muhtaç olduklarını itiraf ederlerken bir yandan da gururlarını kurtarma peşindeler. Neymiş?
“Türkiye’de yardım isteyerek Avrupa’ya bakan ve buradan destek almayı ümit eden bir çok insanı hayal kırıklığına uğratacağız.”
Neyse biz “Türkiye’nin Avrupa’yla bağlı kalmasına ihtiyacımız var” cümlenizi kabul ediyoruz ve ikincisinin durumu kurtarma amaçlı zavallı bir söylem olduğunu biliyoruz. Telefonunuza bile çıkmayan bir Dışişleri bakanının ülkesine ısrarla gelmeniz bile acziyetinizin ifadesi.
Onun için son cümlenizi mazur görüyoruz. Biz düşene tekme atmayan bir milletiz.
Korkunuzu çok iyi görüyoruz:
