ABD’nin Savaş İlanına Türkiye’nin Cevabı…

screenshot_32

Şu işe bakar mısınız; koskoca ABD ne duruma düştü?

Dün neydi; bugün kimlere kaldı?

Dün Türkiye ile stratejik ortak idi. Suudi Arabistan en yakın müttefikiydi. Körfez ülkeleri adımlarını ABD’ye bakarak atıyorlardı. Irak işgali altındaydı, istediği gibi davranıyordu. Pakistan’da beğenmediği yönetimleri deviriyordu. Afganistan’da istediği zaman vuruyor, işine gelen yönetimle çalışıyordu.

Astığı astık, kestiği kestik idi.

Bugün bölgede ilişkide olduğu devlet bile yok. Bir İsrail, bir İran, bir de, Mısır’da, üç beş aya kalmadan, devrilmesi mukadder olan Sisi yönetimi var, ilişkide olduğu.

Başka hiçbir ülkeyle doğru dürüst ilişkisi yok ABD’nin.

Bölgede terör örgütlerine muhtaç bir ABD var karşımızda.

Terör örgütleri üzerinden dün dost olduğu devletlere bugün saldırıyor ABD.

PKK, FETÖ, DHKP-C, YPG ile dost, Ankara ile düşman bir ABD var karşımızda.

Koca bir İslam dünyası içinde mezhep savaşı çıkartmak için İran’a yakınlaşmış görünüyor. Yemen, Lübnan, Suriye, Irak’ta bulunan Şii unsurlar üzerinden bir mezhep savaşı örgütlemeye çalışıyor.

İran’ın Kudüs Ordusu’na, Hizbullah’a, PKK’ya, FETÖ’ye, YPG’ye, Haşdi Şabi’ye bel bağlamış durumda. Onlar eliyle Halep’i, Musul’u, Telafer’i, Kerkük’ü yakıp, yıkmak istiyor. Hala Türkiye’de iç savaşa oynuyor. Suudi Arabistan’ın parasına el koymaya çalışıyor.

Yemen’den atılan füze son anda havada durdurulmasa, Mekke’ye düşmüş olsaydı ne olurdu?

ABD o füzenin Mekke’ye düşmesini istiyordu.

Tıpkı Türkiye’nin sınırlarının terör koridoru ile çevrilmesini istediği gibi.

Suriye’yi bölmeyi hedefliyor; Halep’in yakılıp yıkılmasından yana. Şimdi Musul’u gözüne kestirmiş durumda. Bizzat yönettiği Haşdi Şabi Ordusu ile Musul’a, Telafer’e saldırı hazırlığında. Bir Sünni-Şii çatışması kurguluyor.

ABD bölgede Sünni İslam ve Türkiye ile, artık gizlisi saklısı yok, açıktan savaşıyor.

GÖZLER TÜRKİYE’DE

ABD, Türkiye’ye ilk saldırısını 15 Temmuz’da yaptı. FETÖ ve PKK üzerinden bir iç savaş çıkartmak istiyordu. Suriye’de kara gücü ilan ettiği YPG bünyesinde topladığı uluslararası paralı savaşçılar ile Türkiye’ye saldıracaktı. Kaos ortamını bahane eden NATO güçleri daha önce kabul edilen Hükümet kararnamesine istinaden Türkiye’ye müdahale edecekti.

Türkiye, ABD’nin o saldırısını önledi.

24 Ağustos Cerablus operasyonu, 15 Temmuz’un cevabıydı. O gün Türkiye ABD’nin terör koridorunu kesip attı.

ABD anlamayınca bu defa kara gücü YPG’yi vurdu.

Musul, ABD’nin Türkiye’ye ikinci saldırısıdır, Fırat Kalkanı harekatına verilmeye çalışılan bir cevaptır. DAEŞ’i bahane edip İran’ın desteği ile devşirdiği, bizzat kendisinin yönettiği Haşdi Şabi ile Musul’a saldırıyor. PKK da destek veriyor. Irak’ın Şiilerden oluşan Ordusu ve Polisi de ABD’nin sevk ve idare ettiği gücün bir parçası durumunda.

ABD’nin açık savaş ilanına Türkiye’nin net cevabı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ne Suriye’de, ne Irak’ta kimseden talimat almaya ihtiyacımız yok, tahammülümüz de yok” sözü ABD’ye en yüksek perdeden verilen bir cevaptı.

Erdoğan’ın “kazanacaksak adam gibi, öleceksek adam gibi öleceğiz. Artık bunun ortası yok” cümlesi ise bir meydan okumaydı.

O cümle ile Türkiye ABD’ye “hodri meydan” demiştir.

Ok yaydan çıkmıştır bir kere.

O andan itibaren dünyanın tüm gözleri Türkiye’nin üzerine çevrilmiştir.

Herkes Ankara’nın ne yapacağını merakla bekliyor.

Bugün Türkiye hiç olmadığı kadar sahadadır.

Halep’tedir, Musul’dadır, Umman Körfezi’ndedir…

Ve… asla yalnız değildir.

http://www.haber10.com