Rusya – Türkiye anlaştı, AB ve ABD kırmızı beyaza boyandı…

Malumunuz İstanbul’da meydana gelen havalimanı saldırısından hemen önce ABD yine terör alarmı vermiş ve yine bilmişti. Bu durum artık fazla göze batmaya başlayınca kendisine bu konuda yöneltilen soruya ABD Dışişleri sözcüsü ‘tesadüf oldu’ yanıtını verdi. Terör saldırısından önce Türkiye ile Rusya’nın aralarında meydana gelen problemleri çözme adımı atmasının ardından Rusya Türkiye’ye uyguladığı ambargoları kaldırma kararını imzaladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye’ye yönelik tur satışı ve charter uçuşları kapsayan yaptırımların kaldırılmasına yönelik kararnameyi imzaladı. Kremlin basın servisinden yapılan açıklamaya göre, Türkiye’ye yönelik tur paketi satışları ve charter uçuşları yasağını da kapsayan yaptırımların bugün itibarıyla kaldırılmasına yönelik kararname Putin tarafından imzalandı. Açıklamada, Türk hükümeti ile Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkilere dair görüşmelerin yapılmasına, görüşmelerin sonucu doğrultusunda 28 Kasım 2015’te yürürlüğe konulan ekonomik yaptırımlarda değişikliğin değerlendirilmesine karar verildiği kaydedildi.
Buraya kadar problem yok. Ama asıl ilginçlik Batı cephesinde yaşandı.

Türkiye’de yaşanan terör olayları sonrası çoğunlukla ve çeşitli bahanelerle bu durumu yas sebebi saymayan Avrupa ve ABD bu sefer her yeri kırmızı beyaz Türk bayrağı renkleri ile süsledi.

Avrupa Futbol şampiyonasında İstanbul’da terör saldırısında ölenler için saygı duruşunda bulunmayacağını söyleyen UEFA ne hikmetse birdenbire fikir değiştirerek Portekiz – Polonya maçında 1 dakikalık saygı duruşuna geçiverdi.

Yetmedi ABD Başkan yardımcısı Biden ABD Türk elçiliğine giderek taziye defterini imzaladı.

Bitmedi. Türk vatandaşlarına AB’de vize serbestisi için terörle mücadele etmememizi isteyen AB konuyla alakalı olarak tekrar bizimle masaya oturdu.

Bir de bu var

Yetmedi ABD bu sefer Rusya’ya iki ülkenin Suriye’deki askeri ilişkilerini ‘derinleştirecek’  yeni teklif sundu.

ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesinde Josh Rogin imzalı makaleye göre, ABD ile Rusya’nın Suriye’deki askeri iş birliğini derinleştirecek öneri, bizzat ABD Başkanı Barack Obama tarafından imzalandı.Dışişleri Bakanı John Kerry tarafından güçlü bir şekilde desteklenen öneriye ABD Savunma Bakanı Ash Carter’ın karşı çıktığı ancak sonuçta Başkan’ın imzaladığı bu teklifi kabul ettiği belirtildi.
Teklifte, ABD’nin, Nusra Cephesi’ni bombalayan Rusya’ya hedef tespiti ve koordinasyon gibi konularda teknik destek vermesi öngörülüyor.

Öneriye göre, Rusya da buna karşılık Esed rejiminin, ABD’nin terörist olarak görmediği ılımlı muhalifleri vurmasını engelleyecek. ABD, bu grupların kesin yerlerini Rusya’ya bildirmeyecek ancak Esed rejiminin hava saldırısı düzenlememesi gereken coğrafi bölgeleri iletecek.(Burada bir parantez açalım. ABD diyor ki Türkiye ile iş tutup PYD’yi vurma)
(…)Pentagon’daki bir basın toplantısında konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan ABD Savunma Bakanı Carter, ‘Suriye’de doğru şeyleri yapmaları halinde Ruslarla çalışmak isteriz’ dedi.
Haberde yazmayan tek alt başlık şu: ‘Yeter ki sen Türkiye ile tek başına işler çevirme. Biz seninle yine anlaşırız eskisi gibi’…
Tabii bu arada sopa göstermeyi de ihmal etmezler. AB’ni askeri horozu Fransa Cumhurbaşkanı Hollande şöyle buyuruyor:
‘Türkiye’de art arda düzenlenen saldırılarülkedeki durumu daha da zorlaştırıyor.’
Bak şu konuşana, ‘sen  Paris sokaklarında olanları görmüyorsun galiba’ diyesi geliyor insanın. Toplam büyümesi Türkiye kadar etmeyen bir topluluğa üye birn ülkenin Cumhurbaşkanı ne konuştuğunu bilemeyecek hale gelmiş.

Bir sopada aklınca ABD’den. ‘Ailelerimizi Türkiye’ye getirmiyoruz çünkü saldırılara devam edeceğiz’ mesajı veriyorlar. , onun için

İşte Türkiye’nin önemini anlayamayanlara kısa bir analiz. Türkiye ne tarafa kayarsa diğer taraf paniğe kapılıyor ve saldırıyor. Türkiye’nin attığı bir adım ile  Rusya’nın ilişkileri normale döndürme hızı bugün Kenan Sofuoğlu’nun Osman Gazi köprüsü üzerinde kırdığı sürat rekorunu egale etmiş olabilir.

‘Ya benim olursun ya da seni öldürürüm’ tarzı deli aşık sendromunun sadece bizim millete özgü olduğunu sanırdık. Meğer bizimle düşe kalka Batılılara da bulaştırmışız bu duygu yoğunluğu huyumuzu.
Sevinmeli mi üzülmeli mi bilemedik…
Bizimle tek başına birlikte olarak aşkını göklere yazmak isteyen ve geçenlerde AB’den ayrılan İngiltere konusunu daha önce analiz etmiştik. Tekrar hatırlatalım…