Yok hükmünde bir gazetenin bugün attığı manşetler…

İşgalcilerin çocukları bugün yine efendileri için güzel bir gazete hazırlamışlar. İnceleyelim;

Gezi kalkışmasında ön saflarda yeralan futbol serserisi holiganların oluşturduğu bir taraftar grubunun söylediklerini (tabi eğer söylediler ise) ön plana çıkararak Beşiktaş’ın stad açılışı üzerinden provakasyon yapmaya çalışmışlar. Açılış yok hükmünde imiş…

Sonra basit bir rüzgar olayını bile paranormal bir olay gibi göstererek olayı daha da trajikomik bir hale sokmuşlar. Daha da ilginç olanı söylemleri ile yayınladıkları fotoğrafın birbirinin tam tersi olması. Ters yüz olan Atattürk resmi iken diğerleri olduğu gibi duruyor. Kısaca ‘benim okuyucum zaten aptaldır, resme bakıp tersini görse bile benim yazdığıma inanır’ hükmü ile yapılmış bir haber. Resme bakıp kararı siz verin…

Her sayıda bir efendi resmi işgalcilerin çocuklarının gazetesinin üzerinde bulunmalı. Alman büyükelçi ‘çağırsınlar yine giderim’ demiş.  Adeta aklımızla alay etmiş. Çünkü her büyükelçi bulunduğu ülkenin hükümeti tarafından çağrılınca gitmek zorundadır. Başka bir seçeneği yoktur. Ama bizim asıl dükkatimizi çekem başka birşey. Cumhuriyet muhabiri Büyükelçiden motorsikleti üzerinde poz vermesini istemiş. Acaba tersi olmasın? Bildiğiniz gibi Alman markaları son dönemde egzoslarından çıkan pis kokular yüzünden zor durumda. Motorun markası bize Alman BMW gibi geldi. Bilinç altımıza ekim çalışması mı yapıyorsunuz? Yani bir taşla birkaç kuş…

Ama biliyorsunuz her sayıda mutlaka bir etnik, din, ve mezhepsel bir kaşıma olmazsa bu gazete o günkü görevini yapmamış olur. Maraş halkı Suriye’li mültecilere karşı direniyormuş ! Polisin önünde oturan 4 kadın fotoğrafı ile vermişler haberi. Nerede çekildiği belli olmayan. Ardından da asıl olayı patlatmışlar. Olay Alevi – Sünni meselesiymiş.

Sonra da manşetin ihanet düzeyindeki yükünü paylaşmak için hemen altına başka bir haber yerleştirmişler.  Yani Avrupa’da müdahale ediyor, hemde çok sert bir şekilde. Dolayısıyla bu bize de aynı sertlikte müdahale hakkı tanır demişler bilinçaltımıza.

Ama ne yapsalar boş ve tutmuyor. Bu topraklarda insanların mayası sizin gibi ‘medya centre’ tüccarlarının ruhu gibi bozuk ve satılmış değil.
Kaybediyorsunuz ve kaybettikçe daha da bir çirkefleşiyorsunuz…