Geç olsun da yeter ki olsun…

Almanya’nın Türkiye’de çok sayıda vakıfları var. Başta Conrad Edenauer Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Heinrich Böll Vakfı gibi önemli vakıfları Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet gösteriyor. Bunlar çok sinsi çalışan vakıflardır. Bu vakıfların amacı, Türkiye’nin sosyal, siyasal, iktisadi ve kültürel anlamdaki hafızasını istihbar etmek ve önlem alarak Türkiye’yi engellemektir. Almanya’da bulunan bölücü organizasyonlar PKK, DHKP-C, MLKP, Ermeni diasporası ve Yezidilere servis yapıp bölgenin jeopolitiğiyle, mayasıyla ve genetiğiyle oynayıp tahrip etme amacını taşıyorlar.

HER ŞEYİN ALTINDAN ALMAN VAKIFLARI ÇIKIYOR

Gezi parkı olaylarında, Artvin Carettepe’de, Güneydoğu’daki çukur operasyonlarında hep karşımıza Alman vakıfları ve onların uzantıları çıktı. Almanların Kauf-W adlı yardım kurumununun genelde yerel yönetimlere yönelik olarak çalışır.

HDP’YE ÇUKUR KAZMALARI İÇİN MAKİNE ALDILAR

Bu iktisadi bir kurumdur. Bunlar, yerel yönetimlere yönelik alt yapıyla alakalı kredi sağlıyorlar. Bölgedeki belediyeler bütün iş makineleri, teknolojiyi ve krediyi bu kurum aracılığıyla alır. Yani bölgede HDP’ye bağlı belediyelerin terör örgütü için mayın döşeyen iş makinelerinin büyük bölümü bu vakıf aracılığıyla verilen kredilerle alınmıştır. Alman vakıfları, Türkiye NATO’ya üye olduktan sonra buraya yerleştiler. Özellikle Conrad Adenaur Vakfı, kültürel manada da Türkiye’nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında çalışır.

YAKALANAN ALMAN AJANLARI

Gezi Parkı olaylarında ve terör örgütü PKK’nın çukur kazmasında yine Alman ajanlarının parmağı ortaya çıkmış. Gözaltına alınan 5 Alman uyruklu ajan tutuklanmıştı.

MÜLTECİLER ARASINDA PROVOKASYON

2015 Eylül ayında yaşanan olayda İstanbul’da polis ile sığınmacılar arasındaki arbedede gözaltına alınan 5 kişiden 2’si ajan çıkmış. Şüpheli Fransız ve Alman’ın Gezi olaylarında da çeşitli grupları provoke ettiği belirlenmişti. Alman Nora Sophia, Fransız Charlotte Lecaille ve Suriyeli Abdalsalam Sakkal, Ali Fares ve Muhammed Fares. isimli şüpheliler, emniyete götürüldü. Alman Nora Sophia ve Fransız Charlotte Lecaille’nin Türkiye’ye son olarak Gezi Parkı odaklı olaylar öncesi geldiği ve burada çeşitli grupları provoke ettiği belirlenmişti.

İşte bu tür faaliyetleri görülen vakıflar için nasıl bir önlem alınmalı?  

Dehşet gizemli bir mesele olan “Alman vakıfları” meselesi ciddiyetle soruşturulsun ve Alman ve Avusturya vakıflarının görevlilerine yaptırımlar getirilsin!..

Türkiye’deki Alman istihbarat ajanları deşifre edilip, tutuklansın! İade edilmesin!..

100 yıl önce koşullar gereği bahşedilen Tarabya’daki (Almanya) sefaret yazlık rezidansı ve benzeri binalar geri alınsın!.. Özellikle boğazdakiler…

Alman ve Avusturya okulları ve hocaları didik didik soruşturulsun!..

Almanya ve Avusturya’daki Türk nüfusu ve nüfuzu her türlü kullanılsın!..

Not: Türkiye’de en tehlikeli faaliyet gösteren ülkeler sıralamasında Almanya her zaman en sinsi en derin ve en nüfuzlusudur. Sonra İngiltere, Amerika, İsrail, İran, Vatikan, Rusya ve Fransa şeklindedir.

http://www.haber7.com/guncel/haber/2262820-alman-vakiflarinin-turkiyedeki-kirli-planlari

  Biz bu konuyu yazmaktan yorulmuştuk;
 
Sonunda birilerinin konuyu ele almasına sevindik.
Geç olsun da yeter ki olsun…
08*