KÜRESEL SAVAŞIN UĞRADIĞI SON DURAK

İki hafta önce yayınlanan “Spot ışıkları yanıltıcı olabilir” başlıklı yazımız da “Yakında Hristiyan devletler eliyle yapılan değil de şahıslar kanalıyla yapılan sağ Hristiyan terör saldırılarını duyacağımızı düşünüyoruz” demiştik.

Nitekim öyle de oldu.

Eline makinalı silahları verilip cebine tarihsel intikam manifestosu konulan Avustralyalı terörist komşu ülke Yeni Zelanda’da camilere naklen yayın yaparak terör saldırısı düzenledi. Cuma namazı kılan 50 Müslümanı şehit etti, onlarcasını yaraladı.

Anzakların ülkesi Yeni Zelanda’da Çanakkale zaferinin yaklaşık olarak yıldönümüne denk getirilen saldırıyı terörist,  “Türklere” diye başlayan bir manifesto ile yaptı.

Gelişen dünya olayları ile önceki yazılarımızda dikkat çektiğimiz noktaları harmanlayarak konuyu inceleyelim.

“Ejderhanın kuyruğunu Türkistan’ın doğusunda kıstırmak” başlıklı yazımızda Amerika’nın kurucu kafası İngilizlerin Almanlara ve hatta tüm dünyaya karşı başarıyla uyguladıkları deniz yollarını kontrol ve abluka stratejisini gelecek projeksiyonlarında tek rakibi gözüken Çin’e karşı uygulamakta olduğunu  yazmış ve şöyle demiştik:

Muhtemeldir ki Çin, Amerika’nın gelecekte oluşturabileceği denizden ablukasına görerek bir karşı strateji olarak küreselcilerle birlikte “kuşak-yol” projesini geliştirmiştir. (…) Amerika bir yandan Çin’in yoğun petrol ticareti yaptığı ülkeleri karıştırırken diğer yandan da Anglo Sakson cephe oluşturarak (Amerika, İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda) ablukayı sıkılaştırmaya çalışmaktadır. Avustralya geçtiğimiz hafta Fransa’dan ülkenin “barış zamanında en büyük yatırımı” olan 50 milyar dolarlık 12 adet denizaltı siparişi vermiştir. Yine Avustralya’nın ülkede oluşturulacağı yeni Amerikan üsleri Çin’in tepkisini çekmektedir. İngiltere ise birkaç gün önce Pasifik okyanusuna uçak gemisi gönderme kararı alırken, geçtiğimiz aylarda Çin devletinin dev teknoloji şirketi Huawei’nin (sözde) sahibinin kızının Kanada’da tutuklanması skandalı ortadadır.”

İşte o Avustralya’dan kalkıp giden bir teröristin Yeni Zelanda’da yaptıkları ortada iken bu olaydan çok kısa bir süre önce Amerika’nın medarı iftiharı “Boeing” firmasının “düşen”  iki uçağı bahanesiyle nasıl bir anda yaklaşık 50 ülke tarafından kara listeye alındığını gördük. Yani Çin’in ve küreselcilerin proje firması “Huawei” ile uğraşmanın bedeli Amerika’ya ödetilmiş oldu.

Geçen hafta kaleme aldığımız “Akıllı şeytani toz” başlıklı yazımızda ise “Amerika’nın Çinli Huawei firmasına karşı verdiği savaşın aslında dünyanın baz istasyonları alt yapısını ya da başka bir deyişle Matrix’in anahtarını ele geçirme savaşı olduğunu anlayabiliyor muyuz” diyerek konuya tekrar dikkat çekmeye çalışmıştık.

NSA gibi istihbarat servisleri ve Apple, Microsoft gibi özel şirketlerle dünyada elektronik dinleme üstünlüğünü Huawei ile Çin’e, çok ileri teknoloji savaş uçakları ile havada yakaladığı üstünlüğünü Rus S400’lere, deniz ticaret yollarında sahibi olduğu üstünlüğü karadan giden “kuşak – yol” namı diğer “İpek yoluna” kaptırmamak için her şeyi yapmaktadır Amerika.

Savaş hem petrol üreticisi ülkeler üzerinde hem Avrasya’nın kalbinde, hem de Afrika’da çok kanlı bir şekilde sürmektedir.

Foreign Policy dergisinin haberine göre Huawei firması Afrika kıtasının 4G altyapısının %70’lik kısmını inşa etmiştir. The Wall Street Journal’ın haberine göre ABD, Almanya’ya Çinli şirket Huawei ile ilgili gelecek planlarını bırakması gerektiğini, aksi takdirde ABD istihbaratına erişimlerinin engelleneceğini söylemektedir.

Çin’in en büyük petrol tedarikçisi olmak isteği yıllardır bilinen Suud’un prensi MBS’ın Pakistan-Hindistan-Çin ziyaretleri esnasında Pakistan ve Hindistan birbirlerinin üzerine salınmıştır. Çin Hava Kuvvetlerine bağlı uçakların Pakistan Kurtuluş günü etkinliklerinde gösteri yapmaya geldiği günlerde Pakistan ve Afganistan’da bombalar patlamakta trenler havaya uçurulmaktadır.

İngiltere merkezli The Guardian gazetesinin haberine göre Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, oğlu Muhammed’in bir dizi yetkisini elinden almaktadır.  Venezuella her geçen gün biraz daha karanlığa teslim olurken, Çin’in en önemli komşularından birisi olan Kazakistan’da devlet başkanı Nursultan Nazarbayev sürpriz bir kararla istifa etmektedir.

Amerika ile Afrika kıtasında sömürü savaşları veren Fransa’da sarı yelekliler eylemleri sürerken Rus yapımı S400 füzeleri alımı konusunda Fransa’dan Türkiye’ye “NATO dayanışması 5. maddeye dayanıyor, F-35’in maddesine değil” şeklinde “destek” gelmektedir. Bir başka deyişle küreselci Macron’un Fransası Amerika’ya karşı savaşını Türkiye’nin arkasına saklanarak yapmaktadır.

Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarıyla iyice yakınlaşan Yunan, Rum ve İsrail liderleri ABD’yi de yanına alarak Kudüs‘te toplanmaktadır.

İsrail Mescidi Aksa’daki Rahmet Kapısı’nda yer alan mescidin kullanımına izin vermeyeceğini söyleyerek adeta “Rahmet Kapısını” kapatabileceğini sanmaktadır.

İngiltere, Brexit’in “exit” kısmını bir türlü nihayete “erdiremezken” Küreselcilerin Londra içindeki devletçiği “City of London” valisi finansal teknoloji (fintech) delegasyonu ile birlikte Çin’e gitmektedir.

Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton S400’ler için Türkiye’ye ardı ardına tehditler yağdırırken Avrupa Birliği “Türkiye’deki Suriyeliler için ikinci 3 milyar avronun 1,5 milyarını aktaracağını teyit etmektedir.  

İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Chilcott 18 Mart mesajında aramızdaki ortak Çanakkale ruhu sayesinde ülkelerimiz bugün sahip olduğumuz bu dostluğun ve ittifakın değerini son derece iyi biliyor ve takdir ediyor” derken Y. Zelanda’dan Anzaklar ülkemize gelmekte Türk Dışişleri bakanı ise  terör saldırısı nedeniyle Y.Zelanda’ya gitmekteydi.

ABD Başkanı Trump BRICS ülkelerinden Brezilya’yı NATO’ya dahil etmeyi düşündüğünü söylerken Almanlar içişlerine karışan Amerikan Büyükelçisini ülkeden göndermeyi tartışıyor, Türkiye ise PKK’ya karşı İran ile tarihimizde ilk defa ortak operasyona girişiyordu.  İran ile en son 1993’lerde bir şeyler yapacağımızda gazeteci Uğur Mumcu katledilmiş, olay İran üzerine atılarak saf laiklerimiz şeriat diye ayaklandırılmış, bu yüzden planlanan İran ziyareti Demirel tarafından yapılamamıştı.

Değişen zamanlarla birlikte artık mesajlar dünyanın öteki ucundan terörist manifestoları olarak gönderilmekte, bu kez saf dindarlarımız Ayasofya diye ayaklandırılmaya çalışılmaktadır.

Dünya elitlerinin yaklaşan küresel savaştan kaçınmak için kıyamet sığınakları inşa ettirdiği Yeni Zelanda’da şehit olan küresel kirli mücadelelerin masum kurbanlarına bu vesileyle Allah’tan rahmet diliyoruz.